Sevginin tutsak olduğu bir yürek,
bu kentin sokaklarında
senin için çarpıyor güneşe
kan kırmızı rengi
damarlarında heceliyor
Bu şehir beni benden alıp
herşeyiyle sana itiyor.
Düşüncesiz atılan adımların
belli belirsiz kahırları
dil susuyor, can susuyor
bir kara bulut yükseklerde
engel olamıyor
gül kuruyor, fırtına duruyor, denizler sakin
dolunaylı bir gecede bu kent
seni bana vermiyor.
Her yol sende, her gün sende bitiyor
senin için yırtılıyor takvim yaprakları
yok ki pes etmenin kitabı
güm güm vuruyor damarlarıma kanı
sensiz adım atılmıyor
oysa karanlık ışığa kavuştu
dün bugünü yarına bağlıyor
dağında taşında ot bitiyor
bu kentin sokakları
karış karış, adım adım sana çıkıyor da
seni bana vermiyor
Bu şehir;
dayandığı yere kadar
meydan okuyor aşka
dağa taşa yağdırıyor
hayat kusuyor bulutlar toprağa
tohumlar fidana dönüşüyor da
bana gelince mevsimler
pembeden uzak, sarımtırak
ağaçların gölgesiz yüzü
soğuksa soğuk sonuna kadar
tüm düşüncesizliğiyle
Bu şehir;
bendeki seni, bana vermiyor.
Uluyun dağlarda kurtlar
şafak sökmeden önce
yolumuz uzundur, damgamız sabır
ne pes etmek sığar düne
ne bugüne teslim yüreğimiz
vakit umuttur;
dününde, bugününde yarınında
tek hakimidir
umutda bizdedir içimizde
gazel gazel, türkü türkü çağlamakta
tadı dilimize sığmamakta,
kalemimize haykırmaktadır.
Bu şehir;
ah bu şehir karşımda durmuşta
kendini hakim sanıyor
sanık ben miyim?
masaya mı yatırıldı benliğim?
kır kalemim elindeyse
iki paralık zamanda
ömrümü olur kelebeğin
ilkbahar yastadır, yaza teslim
sonbahar sıradadır, kışa emanet
bir yaşam hikayemiz var
iki satırda iki virgül,
üç nokta sonunda
kar beyaz bir güvercinin kanatlarında.
Bu şehir;
ah bu şehir...
Karamsar sevdalara kucak
sevgisi gurbet, ateşi yalın
fedaisi azrail...!
Kayıt Tarihi : 24.11.2004 13:24:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

ah bu şehir...
Karamsar sevdalara kucak
sevgisi gurbet, ateşi yalın
final güzel işlenmiş.
TÜM YORUMLAR (1)