Zamanın içinde hayat
Hayatın içinde ben
Ve us’umda bir çocuk,
Gülümseyen yüzle
Şaşkın.
Kendini arıyor/kendi içinde
o kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer…
belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine derince bakmasalardı eğer…
Devamını Oku
arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer…
belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine derince bakmasalardı eğer…
Şiirlerinizi yeni okuyorum herhalde..iyi ki sayfama geldiniz şiirlerinizi okumuş oldum güzel bir anlatım gördüm içten dizeler.. saygılar sunuyorum..perinur olgun
Yüreğine sağlık Serkan Erarslan.Diğer şiirlerin de olduğu gibi bu şiirinde de çok başarılısın.Tebrik ederim.
muhteşem bie şiir....beyeniyle okudum....diğer şiirleriniz gibi...kesinlikle antolojimde ki yerini almalı....yürekten kutluyor yeni şiirlerinizi merakla bekliyorum....selam ve sevgiler.....
TEK KELİMEYLE SÜPER! Kaleminize ve Yüreğinize Sağlık!
ŞİİR OKU/YORUM
İnsanın yaşamı sorgulaması, geçmişini sorgulaması, sorgularken yaşadığı pişmanlıklardan acı duyması… Yaşadığı sevinçlerde yüzüne yayılan tebessümü hissetmesi… Bunların hepsi insani kavramlar. İnsani olduğu içinde değerlidirler.
Şairin yaşama bakışı elbette farklı olmalı… Çünkü onun özünde arama, bulma ve paylaşma vardır. Sorgulayan kişi sorumluluklarının bilincinde olan kişidir. Şair de bu bilince eriştiğinde güçlü yapıtlarını ancak ortaya koyabilir.
Sorgulayan şiir felsefi şiirdir. Bu şiir güçlü bir altyapı gerektirir. Bilgi ve birikim gerektirir. Bu nedenle bu tür şiiri yazmak zor olduğu kadar okura kabullendirmekte güçtür. “Yürüyordum” bana iddialı bir şiir gibi geldi… Gene de oldukça çok sayıda okurun beğenisini kazanmış. Açalım bakalım genç arkadaşımız neyi ne kadar anlatmış… Sürçü lisan eder isek affola…
Zamanın içinde hayat
hayatın içinde ben
ve us’umda bir çocuk
gülümseyen yüzle
/şaşkın.
kendini arıyor / kendi içinde / ama bulamıyor.
Anılarda da olsa bir çocuğun kendini araması, yaşamı sorgulaması ne kadar inandırıcıdır? Şair sanki bunu biliyormuş gibi ilk bölümün son dizelerini “kendini arıyor/kendi içinde/ bulamıyor” diyerek sanki olanaksızlığını dile getirirken şiirsellikten de uzaklaşıyor. Şiirin bu bölümünde seslilik açısından sözcük seçimi de zayıf kalınca beklenen şiirsellik oluşmuyor. Kurgulamaya zaman sözcüğüyle başlanıldığına hayat yerine yaşam sözcüğü verilmek isteneni iç uyağı daha güçlü ortaya çıkaracaktı. Böyle olumsuz giriş yaptığıma şairde kızacak okurda belki ama bu şiirin güçsüz olduğu anlamına gelmesin sakın. Hani dabak sevdiği deriyi taştan taşa çalarmış ya… Benimki biraz o hesap olacak sanırım. Belki de şairin bu genç yaşta karamsarlığına kızgınlığımdandır. Kim bilir…
ah zaman ah!
acımasız girdap
anaforlarda sürüklenen hayat
ve serseri rüzgarlara tutulmuş ben
üçgeninin tam ortasında
/rotasız.
Deneyim yenilen kazıkların toplamıdır denir. İnsan geçmişin penceresinden baktığında ne kadar görmek istediklerini görmek istese de genelde pişmanlıkları önüne gelir. Bu yaşanmışlıklardan arzulanan sonucu çıkaramadığındaysa kendini şairin dediği gibi rotasız bir gemiye benzetecektir. Yaşamın anlamı bu olmamalıdır öyleyse. Şiirin dikkat çekmek istediği felsefe burada belirginleşmeye başlıyor. Şiir kısırdöngüsünü kıramayan sağa sola savrulan bir bireyin portresini çizerken Şair karşıtından doğru göstermek isteyen bir tutarlı rotayı ortaya koyuyor.
zaman / hayat / kendi açmazında
kendini arıyor / ama bulamıyor.
Zamanın hayatın açmazında kendini arayışı nasıl olur? Olabilir mi? Soyut kavramların böyle somut bir sorumluluğundan ne kadar söz edebiliriz? Bu ne kadar inandırıcı yâda doğru olacaktır. Soyut kavramların arayışlarının sonuçsuz kalması olası mıdır? Burada şiir inandırıcılıktan uzaklaşsa da bu uzaklaşmayı acaba şairin bilinçli mi yapmakta düşüncesini de okurun kafasına hemen altta ki dizelerle sokuyor.
hep üç ihtimal duruyor önünde
/ seçeneksiz.
hala çözemediğin ihtimaller
kendinle kavgalarına dönüşecek
kaybolacaksın seçeneklerinde hayatın
hiç biri sana ait değil.
Ancak birden somut olarak yaşamı anlatmaya başlaması bu olasılıklardan okuru kurtaracaktır. Okuru kurtarırken şiir kendini güçsüzleştirme pahasına bunu yapıyor. Kişinin geçmişiyle kavgası gerçektir. Somut bir olasılıktır. Açmazları bu kavgaya yenik düşmesidir. Hep yeni olasılıklar olsa da önünde bunlar sınırlı kalmakta ve açmaz düşen kişinin bu olasılıkları seçmede bir katkısı olamamaktadır. Bu nedenle yaşam sana sunulan bir kaderdir. Sen ancak yazgını yaşayabilirisin anlayışıyla okurun önüne karamsarlığı, çağdışı bir kaderciliği koyuyor. Oysa bu teslimiyetçilik şiirin işlevi olmamalıdır. Eğer ilerledikçe bu açılımdan bizi kurtaramayacak olursa şiir kalıcı aranan bir şiir de olamayacaktır.
dönsen hayata canın yanacak dikenli yollarda
sırtına sırtlanıp sorumlulukları
daha baharı bilemeden
avuç içlerine sonbahar dolacak
yaşıyacaksın bir şekilde
kendini ve hayatı tanımlayamadan
/ kabullenerek hayatı.
Bu bölümde de şiirde karşı çıktığım teslimiyetçilik pekiştirilmekte. Oysaki kaderciliği savunan tasavvufta bile bu kadar kadercilik yoktur. Dinler bile mücadeleyi önerir. Yarın ölecekmiş gibi öte dünyaya hazırlayan dini anlayış hiç ölmeyecekmiş gibi bu dünyaya çalışmayı önerir insanlığa… Her ne kadar şairin iç dünyasını anlattığını bilse de okur, kadere boyun eğen bir yaşam felsefi içeren şiir, insanı melankolik yapmak için yazılmış izlenimi veriyor.
tutsan zamanın ucundan eriteceksin gülümsemeleri
yenileceksin o acımasızlığında
alıp geçmişten yaşamadan şimdileri fırlatarak
çağ atlayacaksın beyaz ölümün kucağına
aşamayacaksın hayatı ve zamanı
intiharlara gebe kalacak gözlerin
giyotine başını koyacaksın belki de
/ kabullenmeyerek hayatı.
Bu bölümde okur umutlanmaya başlayacakken bölümün ilk dizesiyle yüzüne yayılan tebessüm donup kalıyor ilerleyen dizelerde. Sanki içinden kurtulmak istediği kısırdöngüyü yıkacağını sandığımız anda “yenileceksin o acımazsızlığında” diyerek önümüzü kesiyor şiir. Burada da yanlış sözcük kullanımı şiirde sırıtıyor. Çağ atlamak olumlu anlatımıyla ölüm gibi bir olumsuzluğu tanımlamaya çalışmak isteği sanırım şairin ilk başta değindiğim karşıtlıklarla anlatma denemesinden kaynaklanmakta. Burada şiir olumlu işlevinden bir asilikle uzaklaşıyor. İntiharlara gebe kalmak başını giyotine uzatmak okurun belleğine böyle olumsuz kavramlar işlemek şiirin görevi değildir. Şiir yaşanmışlıkları anlatırken bir saptama yaparken belki bunu ortaya koyması kabul edilebilir. Ancak şimdiki zaman ya da geniş zaman kipini kullanan şiirinde şairinde buna hakkı olmamalı diye düşünmekteyim.
çözmeye çalışıyordun
hayatın üç kaçınılmaz ihtimalini.
Diyen şairin yine de okurun önüne koyduğu bu üç seçenekle bir umut mu aşılamaya çalışmakta sorusunu kendime sormaktayım.
'' sen durursan zaman yürürse ölüyordun
sen yürürsen zaman durursa deliriyordun ’’
sen dursan zaman akıp gitse ölüm
zaman dursa sen koşsan doludizgin delilik
hayat neresinde kalırdı üçgenin
us’umdaki çocuk yürüyordu.
Olumsuz bir çocukluk yaşamının insanı sürükleyebileceği boyutları göstermesi açısından öğretici bir şiir olarak algılanabilir mi? . Şairin kendi ifadesiyle anlattığı yaşama bakışında da “dünler ve yarınlar arasına sıkışmış keşkelerim var benim... ve bu keşkeler yüzünden hep bu ''an'' ı unuturum... beni ararsanız ya dündeyim, ya yarında. bugün aramayın… bugünde hiç olamadım. ha birde acılarım var benim... beni ''ben'' yapan acılarım... bir anlamda bizleri olgunlaştıran, hayata bakış açımızı ve değer yargılarımızı oluşturan acılarımız değil mi? ... “ acıya yenilmişliği bulunca Sorumuza olumlu yanıt bulamıyoruz şiirde…
zaman / hayat / kendi açmazında
yenildiğin an
işte
o an
/ kabullenemeyerek hayatı.
ve zaman duruyordu
sen yürüyordun
belki de
deliriyordun...
ve us'umdaki çocuk yürüyordu...nereye? ...
Başta dediğim gibi felsefi şiir bilgi ve birikim ister. Okuduklarım zorlayınca şiiri anlamak için yardım aradım. Bu konuda en iyi yardımcının şairin olacağı inancıyla yaşam öyküsüne bakınca Şairin yazdıkları anlatmak istediğin karşılamıyor izlenimi uyandırdı bende…” sevmek gerek; sebep aramadan, karşılık beklemeden, nedensiz ve çıkarsız... insanı, doğayı, yaşamı,evreni... ve her şeyi özünde yaşamak güzeldir... “ diyen birinin karamsarlığını anlayamadığım için bu kanıya vardım.
Şairin şiir bakış açısını da paylaşamıyorum. Evet, şiire pek çok anlam yüklemek olası… Şairde kendince bir tanıma yapıyor
”şiir yalnızlıktır, özlemdir, sevgidir, aşktır, ayrılıktır ve yaşama dair ne varsa... Kafamdakileri, kalbimdekileri kağıda dökmek beni kendi tutsaklığımdan kurtarıyor. başka türlü içimde ördüğüm duvarların arasında kayboluyorum zamanın boşluğunda... ve artık duvarları yıkıp, köprüler kuruyorum hayallerimle yaşam arasında...” ama şiire hep olumsuz anlamlar yüklemenin şiire haksızlık olduğunu sevgili şairin de kabul etmesi gerekiyor. Şiiri sevginin, paylaşmanın, güzelliklerin mutlulukların, coşkuların, sevinçlerin, zaferlerin dile gelişi olarak algıladığında yaşamın daha anlamlı ve yaşanılır olacağını görmesi mümkün olacaktır. Unutmamalı ki her tercih bir vazgeçiştir. Şairin kendi yaşamında kendi tercihinde özgür olduğunu kabullenmek bile olanaksızken buna şiiri aracı kılması kabul edilemez. Yaşama hakkı kutsaldır. Aslolansa yaşamaktır.
Şiir serbest şiirin bütün öğelerini kullanmaya çalışırken kafiyeye dikkat etmeyerek düz yazıya kaçıyor. Şairin bir kendi olmak çabasını vermeye çalıştığını hissettirmesi açısından olumlu sayılabilir. Ancak bunun için de bu tür denemeler içinde daha çok erken. Okurlar yada şiirin ustaları ne diyecekler bilemesem de benim görebildiğim kadarıyla daha çok bilgi ve birikime gerek var.
Başta da dediğim gibi her ne kadar sürçü lisan ettim ise affola
23 Eylül 2008
Metin Yaltı
'Cok güzel dizeler...Begeniyle okudum...Kutlarim kalemini arkadasim..'
Us'un içindeki çocuğu bütün zamanlara yürürken düşlemek;o'na ulaşması için yoğunlaşabilmek ne güzeldir.
Ne güzeldir böylesi şiirlere taşımak duyumsayışları...
Ayırdında olmak bütünüyle...
Tebrikler Sayın ERARSLAN..Beğeniyle okudm şiirinizi...
Sizi erdemle selamlıyorum.
kutlarım usta adayı kalemi,sebest türde güzel bir çalışma,bazı tekrarlarda olmasa daha güzel olacak.
ilhamınız daim olsun.
saygılar
Bu şiire -birazdan ben de 10 puan vereceğim fakat 100 ve ya 1000 puan verebilmek isterdim- 46 kişi 10 puan vermiş.. Hiç haksız değiller bence. Bazen haketmeyen şiirler çok okununca inanın üzülüyorum ama bu ve bunun gibi temeli sağlam, ustaca ve harika yazılmış şiir hakediyor gerçekten muhteşemdi.. Çok güzeldi
Harika bir şiir dost, kutlarım.ANT+10
Bu şiir ile ilgili 312 tane yorum bulunmakta