/hiçliğim
yabancı bir boşluğu
ağır ağır oydu.
/her şey bir aksaklık
ve adı çoğulluk da olsa
ne kadar yalnızsa
bir diğer adı da
yalnızlıktı nasılsa.
/kalbim yaşayamayacak
kadar korkak
yaşlanamayacak
kadar toydu.
/düşüncemde
yılgın atlar, pusatlar
dinecek mi
yoksa sadece eskiyecek mi
savaşlar derken
eyvah,
acı kalbimi
eliyle koymuş gibi buldu.
/fakirim,
yerim yok.
kendime gideceğim
ama
hiçbir işe yaramayacak
kendi evimde
kendime
kiracı diyeceğim.
/bir ömür çalışıp da
çalışırken harcanan bir ömrün
borcunu ödeyeceğim.
/güneşler battı
ve ben eridim
yığınla saçmalıkta.
çareler aradım sonra
kendimi inançsızca saçmakta.
/yaşlanmış bir iç çekişin
bir önlük yakasında
bıraktığı buğulu
izlere denk geldim.
göbek bağımı
yol haritası diye
boynuma astım.
bir yelkovanla
resmimi deldim.
/ey sesimin yarısı
evine yakın
bitti
ıslak duvarlar
sözlerin köstekli bir saat
iki çığlık arası.
/dizelerim
alçaksa
dizlerimden bile
çeneme kadar gelip de
beni böyle boğan nedir?
/yeniden sağalacak
ütülenmemiş
gözlerle ve
aç karnıyla
yollara düşen çocuk.
ama yine de
sığmayacak yollara.
/nerede görseydim
tekrarlayan renkleri
heceleri
ve dizeleri
dizleri kucağında
buluşmuş ürkek çocuk
duaları
kurumamış henüz dudağında.
/ve
daha ilk cümleyi
düşleyemeden
ipsiz bir kuyuda
yere çöktü
son dua.
/yürüyebilseydim
dünyanın
en uç sınırına
yalnızca ölümü değil
önümü de görerek.
/ve
ne kadar genç olduğumu
tüm uçurum başlarına
inatla
göstererek.
/kendime mi
uçuruma mı
bir şeyleri
ispatlamaya çalışıyorum
bunu
hiçbir zaman bilemeyerek.
/işte
benim de
ettiğim ilk dua buydu.
/mum söndü
artık
bir şeylerin
doruğundayım
ama neyin?
ne olabilir
boynuma ağır ve
boyumdan bile derin.
/işçiler
evlerine dağıldı.
işler yine bana kaldı.
içim yalnızlıktan mı
yoksa işlerden mi
bu kadar daraldı?
sığamıyorum.
/davetsiz bir
misafir gibi
oturdum kendimin
masalarına.
/her gün
aynı kişiyle
yeniden tanışmaktan
usana usana.
/bir taş attım
akşamları ürkmekten
sahipsiz kalmış
sofralarıma.
/yabani otlar
yabancılığı kusardı
bütün uzaklıklara.
yumruklar ve duvar
ve başımda
çınlayıp duran
tedirgin masallar.
/uzaklar yakın olsun diye
her yılın üç ayında
—ölümü anlaya anlaya.
/ismimi kene gibi ısıran
bir şiirdi
sorular.
/kalan harfleri
topladım.
ama tükürüp attı
zaman
onları da.
/ne kadar
ve belki de
neden
vardım.
/sordukça küçülür
sonra da
kendi eksenime
çarpar
ve susardım.
/kim çizdi
benim eksenimi
böyle buruşuk.
/ben kaç kez
çocuk oldum?
neden
her rüzgarın
çıkardığı uğultuya
çocukluğum alışık.
/ben hiç
çocuk oldum mu?
neden alnım
derin çizgilerle barışık.
/asılı kaldı ömrüm
çelik bir halatla
kıyılarıma.
/noktalar
devrimciydi
neler yaptıysam
sıkışamadım
satır aralarına.
/sonra
ne kadar varsan dedim
o kadar inanma
en çok da
demlediğin çaya.
/kafamı
tuzluğa koydum
tuzluğu raflara.
şeker yerine
tuz koydum tüm kaplara.
/işaretledim takvimde
bir milada denk gelen
tüm rakamları.
kendime bölüp
hevesimle çarptım
tüm ayları.
/yazgım
yine de
kapkara.
Kayıt Tarihi : 23.8.2025 16:50:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!