Boran İsmail Yıldız Şiirleri - Şair Bora ...

hayâtim şiir Ruhuyla gecti söyleyeceklerim bukadar

Boran İsmail Yıldız

Gökyüzünün yazılmaya müsait olduğu bir yerden, dilediğimiz yere gidiyor olmanın seyir defteri yanımdaydı. Çiçekli. İçerlediği, sevdalı şarkılar not edilmiş, sevdanın her halinden bahsedilip kabul edilmesi beklenirmiş. İçerlediği, seni seviyorum' la biten şiirlermiş. Henüz tüm sayfaları bitmemiş, gökyüzü hâlâ müsait, inilecek müsait yere gelinememiş.. Seyir, henüz güzel. Hâlâ, seyir bıraktığım gibi, kedere değen; yine de İçimde, gökyüzüne dönen bir kaplumbağ var; yeryüzünün hasretini çeken bağrına. Etrafında kargalar, yoldaş mı olur, sanır Gün olur gökyüzüne sırt döner diye ümitle kabuğuna çekilir de bekler. Gün olur, devran döner, diye Kaçak gülüşler sonesi, nükseder defterimde bazen. Gizlerim. İnsan, çalınmasın diye saklar kıymetlisini.

Devamını Oku
Boran İsmail Yıldız

Bahçesinde kendime benzeyen bir şey aradım, umduğumu ve bulduğumu da tonuma varsaydım. Tıpkı o'nda umduklarım ve bulduklarım gibi. Ki tonlarcasına bu yüzden kör olmuştum. Nedir seni bu denli güzel gösteren?
Anlatabilir misin mesela,
Dudakların ile burnun arasındaki ince çizginin güzelliğini?
Tabi şimdi bir süre gülersin, çocuksu bir düşle.
Sanırsın ki, kadim bir kentin tüm güzelliklerini dudakların arasında saklıyorsun.
Sanırsın ki, kelebekler gülüşlerine ömrünü feda etmek için yaratılmış.

Devamını Oku
Boran İsmail Yıldız

İzin verirseniz kuşlar da konacak pencereme.

Kalmaktan kastım, kaldığım yeri aşındırmak değildi, hâl bu ki. - öylesine salınan püsküllü otları kıskanıyorum bazen. bazen de, üzülüyorum yol kenarlarındaki, gelip geçenin tozunu yutarak serpilen ağaçlara. dem vuruyorum bazen de, sürekli koşmaktan yürümeyi unuttuğuma. Bağrıma basar gibi seyrettiğim dalıp, duvarıma astığım; kırılmış da, solmuş, kopuk yeşilleri de kendimden kıskanıyorum. Alınıp da kimse bir halimi duvarına asmadı beni, diye. Ki o zaman, kendi ipimle, su kuyularına inecekken, kendimi astığım, düş ettiğim heybetli bir ağacın yaprağı en seyrek dalından.  Rüzgârı, bu daldan salınırken hissediyorum en çok. seviyorum. salınarak yaşamak oldu huyum

Devamını Oku
Boran İsmail Yıldız


Umutsuz bir gecenin nihayetindeyim
Bir hayli yorgunum,
Düşünüyorum da beyaz bir güvercin mi yollasam sana,
Seni anlatan şiirler doğar mı yarına ?
Bilirsin haylazın tekiyim frezya

Devamını Oku
Boran İsmail Yıldız

Toprak rengini aşındırıyor his,
ve,
yeşereceğini ümit ettiren dünleri ektiğinden söz ettiriyordu.

Çürük diş kokusunu vuruyordu yer
yüzüme,

Devamını Oku
Boran İsmail Yıldız

kaç zaman oldu dokunmıyalı ucu kırılmış saçlarına  şimdi ama utangaç  bir çocuk edasıyla  üstünü  örtmeye unutan kimsesiz bir gecenin . karanlığında yeni şiirler yazacağım biliyorum uzun zaman oldu gözlerinden konuşmıyalı şiir kokan kadın  fakat bilirsin ki . Haddini aşan cümleler sana biat  etmediğin gördükçe yüzüne tokatı yapıştırıyorum  hüznümün sonra uzun bir yolculuğa  çıkıp bağrına basıyor tüm düşlerim        ve ben ise  en derinliğine  sarılıyorum gözlerinin  Şimdi olmadığın bir şehirde olmadık düşler kuruyorum adına,
Bir kaç çiçekli resim çizip sana benzetiyorum.
Ellerim ve avuçlarim terli,
Önümde ise uzadıkca uzayan bir zemheri.
Yine de pes etmiyorum,
Yorulmadığım bir düşün içinden geçip,

Devamını Oku
Boran İsmail Yıldız

Bahara düşen ilk cemre gibisin yüreğime,
Ne varsa yeniden yeşeriyor içimde.
Hazırlıksız yakalanmış gibiyim,
Şimdi dillendiremediğim bir kaç söz düşer dileme,
Bağrı yanık türkülerin samimiyetine kendimi atıp,
Sonra bir kaç şiirin ilticasında bulunmak bahanesiyle,

Devamını Oku
Boran İsmail Yıldız

Senden sonra olmadı hiç
Çok çalıştım, yorgunluktan uykuya daldım
Şehirler gezdim, antik kentlerde yaşadım
Boğulurcasına öfkelendim
Güneş tenimi dağladı, kabuklarımı kanattım
Bilmem kaç milyon kere aklımdan geçtin

Devamını Oku
Boran İsmail Yıldız

Beni bağsız,
arsız,
yabanıl otlar arasında bulursunuz.
Tanınırım,
bir eser yel,
Kimim,

Devamını Oku
Boran İsmail Yıldız

Ne zaman kimliksiz bir mülteci olarak uyansam sabaha, Kırılmış bir aynaya meydan okurum adeta, Sonra durduk yere sen gelirsin aklıma.
Bir yanım buram buram kokan mezopotamya,
Bir yanım ruhumu inleten doğa. Şimdi ben susar güzelliğini izlerim, Sabahlama seanslarında.
Rüzgara inat saçlarını tararım tüm yaralarıma,
Aşkla,
Sevdayla,

Devamını Oku