BİZİM
TURNALAR
/ Allı turnam bizim ele varırsan
Şeker söyle, kaymak söyle, bal söyle .../
...
Çocukluğumun en güzel misafirleri
küçük köyümün posta katarları.
Bahar denilen “iki yüzlü” mevsimin
ilk ve son yazında.
Ya akşam güneş batarken,
veya sabah güneş doğduktan
hemen sonra
çığlık çığlığa,
Çift yönlü “ V “ şeklinde
gelip geçerken göğümüzden,
ipek gibi parlayan
kanatlarını süze süze,
konarlardı çayırlıktaki
küçük gölümüze.
...
İlk baharın,
ilk yaza çalan aylarında,
toprak buğusu üzerinde tava gelip,
nisan yağmurları yağdığında,
kiraz,elma allı morlu çiçek açıp
meyveye durduğunda
bizlerde sabahın ilk ışıklarıyla
çıkardık tarlaya ya da bağ yoluna.
Cılga yollardan geçerken görürdük onları süzülürken göl kenarlarında.
Yanlarından geçip giderken,
hiç bizden ürküp korkmazlardı,
uzun ince boyunlarını zarifce kaldırıp
uzun uzun bize bakarlardı.
Onların dillerinden en güzel
annem anlardı.
Ciddi ciddi geçip karşılarına
selam verirdi.
“...Var mı bize selam gönderen
geldiğiniz illerden? “
diye sorardı.
Gözlerinin mavi buğusunu dikip
annemin gözlerine,
harfsiz,sessiz,sözsüz birşeyler anlatırlardı.
Hüznüne dost arayan annemin
yorgun mısralar dökülürken dilinden,
İlahi bir tını,bir ney sesi duyardım
sanki derinden.
Hepimiz birlikte tarifsiz bir
hasretin içinden bakışarak geçerken,
İstemsizce bir kaç damla yaş dökülürdü annemin gözlerinden.
...
Ortalık kötüydü yetmişli yıllarda,
sağ/sol davaları terör vardı vatanda.
Bir kuruntu vardı zaten
yaralayan kalbini,
Ankara’da okuyan iki oğlundan haber alamayınca yerdi kendi kendini.
Acı hangi renktir,
keder hangi renk,
anamla göz göze geldiğimde anlardım.
içini döküp,
kalbini bir zarfa koyup,
turna kuşlarına emanet ettiğinde
hüzün değerdi çoçuk yüreğime
O da ağlardı ben de ağlardım.
Çocuk kalbimle sorardım
kendi kendime?
Turnalar hep hicran mı taşırlardı kanatlarında göçtükleri yerlere,
yoksa hicran mı toplarlardı
geçtikleri yerlerden
selam yerine.?
Benim de ağladığımı gören annem
yemenisinin ucuyla kızaran gözlerini silerken;
Oğlum derdi,
“turnalar
dert dinleyen,
dert demleyen,
kanatları arasında hüzün saklayan
gurbete mektup götürüp getiren
melektirler,sakın ha...İncitme “
derdi...
...
Geçen yaz gittiğimde
bu anım geldi aklıma,
tekrar gezdim eski yerleri,
bağlar orman olmuş,
kurutmuşlar gölleri.
Gözü yaşlı anamla,
suna başlı turnam geldi aklıma
boğazımda,
düğüm düğüm oldu dertler yazamadım,
sırlarımı zarfa koyup emanet edecek
bir turna kuşu bulamadım...!!!.
Öyüce
Ömer YüceKayıt Tarihi : 7.7.2022 18:51:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ne güzeldir bağ bahçe yollarında geçen hatıralar ..
Yüreğinize sağlık üstadım
TÜM YORUMLAR (2)