Mavi tahta inmiş ezelden talihi
Yeryüzünün merkezidir bizim diyar
Şarktan geliş ve garba gidiş tarihi
Tarihin altında sedir bizim diyar
Bir yanı hep güleç, diğer yanı solgun
On asırlık üzüntüsü ile olgun
Vatana muhabbet olsaydı bir oyun
Kocaman dünyada nedir bizim diyar
Yıllar torbasında yok tek sarı yaprak
Her dönemde İstanbul, yeşil bir durak
Devir nihayet bu toprakta duracak
Kavimler paklayan nehir bizim diyar
Cihana verilmiş en makul hediye
Ancak, insanlık sahiplendi yurt diye
Mesrur eder, yaşanmışsa bir saniye
Zamanı yutan sihir bizim diyar
Mektubu kağıda döktüren mızıka
Millete giydirilmiş heybetli hırka
Hayranlık zincirinde her semt bir halka
Ülkelere bedel şehir bizim diyar
Gergin saatleri ilham eder boğaz
Bu bakanı kendine yansıtan bir haz
Hazırla İstanbul aynalara infaz
Zalimin gözüne zahir bizim diyar
Ona varırken zevkle hicran sürüdüm
Kan kokan timsahın sırtında yürüdüm
Gezmeden bir yerde yaşlanmaksa ölüm
Ölümü özleten zehir bizim diyar
Merak cezbeder iki kıtada suret
Su ve göz süzen tepelerden ibaret
Toprak ve suya, mana vermek maharet
Zerafet denince, mahir bizim diyar
Sır oku fırlayınca cevher içine
Gizlenmeden kıymet bulan tek hazine
İstanbul, yakışanda kalacak yine
Zafer kervanında ahir bizim diyar
Kayıt Tarihi : 9.7.2001 14:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)