Babama,
Kızgın değilim,
Bizden ayrıldığında,
Darılmadım... Gönül kırmadım...
Baktım... Susadım... Kısaydım... Eksiktim...
Ah! Evet… -ne yalan söyleyeyim- Özledim… Yandım… Ağladım…
-Genellikle tatillerde-
Hani insan en çok sevdiğini özler...
Sevdiği için ağlar,sevdiği için yanar...işte böyledir...
Yanar, ağlar, sessizce,
En çokta eksik babamı sevdim...
O kadar alışılmış ki... hafife alınıyor.
Çok tanıdık biliyoruz… Çok aşina olduğumuz aşk gibi değil,
Babamı sevdim; Öyle garip, öyle umutlu, öyle güzel sevdim ki,
-Babam eve gideceği için kocaman kanatlı bir devdi-
Babamı derinden özlüyorum… ağır bir hüzünle… acı bir gülümsemeyle.
Annemin iç çekişinde,
Sen dalarken,
Sesi, boğazına düğümlenen sözü… Nefesinde,
Senin sessizliğinde…
Gitmeyen acılar... Gözyaşları...
Ve onu dinlediği ayrılık şarkılarında sevdim,
“İstanbul'a mı yerleştin canım?
Güzellikleri görünce, beni unuttun…”
Ben bir çocuktum…
Tuttum -12 yaşındaydım-Büyüdüm bir anda…
Okula veda ettim - çünkü okumak çocuklar içindi -
Benden çok daha eski ve zor işlerde çıraklık yaptım…
Üstüne üstlük hem işçi hem de devrimci oldum.
Sinirliyim…
Kızdım… çocukları perişan eden tanrı-
Tacı sallayıp kralların sofrasını bile devirdim seve seve.
Kötü kralların -zaten tüm krallar kötüdür-
İlk başta sarayını sokak sokak yıkmaya çalıştım.
Gözaltılar, işkenceler, zindanlar, hapishaneler gördüm.
-Babam benimle gurur duyardı-
Benim için ne mutlu
Babamı sevdim; Çok garip, çok umutlu, çok güzel sevdim…
-Babam eve gideceği için kocaman kanatlı bir devdi-
Kayıt Tarihi : 15.3.2023 14:25:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!