Biz tarihin kendisiyiz Şiiri - Tuba Gürdere

Makale

İçinde büyük bir çağ, medeniyet ve hakikat hakim olan tüm tebessümünde samimiyet bulunan bir Türkiye
diğer geriye kalan herşeyin üstündedir.
İnsan kişiselliğinde, içten içe birbirine tebessüm ettikçe milli öz bir ifadeye bağlanıyordu.
Ve dahası bu yaşanılan samimiyet çok çeşitlidir üstelik.
Hakiki bir tebessümde gizli bir sır ve hakiki bir kazanım vardır.
Dilin telaffuz edemediği herşeyi bir kalemde anlatmak yanlızca yürek ehlilerin işidir.
Kendini gerçek manada bir insanda hissetmek, insanın yarım kalmış yanının tamamlanmasıdır oysa.
Kendi içinde bütün olmak, biz olmaktır daima.
İşte orada binlerce somut ifade yoktur, sadece kalben bir olmanın şuuru vardır.
İşte millet olmak o zaman özgürleştirir insanı.
"Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." sözü buyuzden özünden alır fikrini.
Bizi yıllarca kez milliyetimizden ve milletimizden öteye ittiler.
Toplumlar oluşturdular ve toplumsal algı oluşturdular.
Biz milliyetimizi kendi irademizde bulurken hep kayıtsız kaldık tarihin izlerinde ve şartlar bizi aştı.
Bize sunulan her düşünceye karşı bir fikrimiz oldu.
"Biz tarihin kendisiyiz."
" Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar; Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?
İşte buyuzden tarih boyunca ülkemizde yapılan haksızlıklara her ne kadar kayıtsız kalsakta ;
aslında bizler kayda değer bir milletiz tarihin izlerinde.
İşte buyüzden milli değerlerimizin de izindeyiz hiç şüphesiz.
Kabul etmelisiniz ki artık Türkiye kazandı.
Türkiye dün kazanmadı ve kazanılmadı ki bugün kaybetsin!
Şöyle bir dönüp tarihe baktığınızda çağ açıp ve çağ kapatan bir milletiz biz.
Türkiye'nin kazancı öncelikle insan kazanımıdır.
Milli bir şuur ve büyük bir ulus olma kazanımıdır.
Bizim gibi hissedenler biz kavramını kendinden bilenlerdir.
Geriye kalan herşey sistemsel bir yaşayış akışının çarkında olan bireylerdir sadece.
Fakat sistemler değişir, çarklar geri sarar, planlar bir üst kurar ancak hakikat asla değişmez.
İşte değişmeyen bir hakikatin yönüdür gerçek olan ve daima olacak olan şey.
Bu noktada şunu diyebiliriz; "Değişmeyen tek şey, değişimin kendisidir."
Bu yuzden şartların değişimi, insanların değişimi ve süreçlerin değişimi büyük bir toplumsal düzeni de değiştirebiliyordu.
Ve değişen düzen ise ekonomi üzerinden bir egemenlik oluşturabiliyordu gerçekte.
İnsanların ekonomi ideolojileri sistemsel olarak işlerken,
kendi hayatının ideolojisinde olanlar maddenin çarkını manen bir ruhla anlayabiliyordu.
İşte o noktada ayrılıyordu gerçekte birlik ve beraberliğimiz.
Ancak bir tarih şuurunda olanların dirilişi;
birliği ve beraberliği hiç hesapsız ve plansız bir bayrak altında olmanın bütünlüğünden alıyordu tüm yaşayış iradesini.
Şunu asla unutmayın; insanların sizin kimliğinize veya kişiliğinize karşı bir düşmanlıkları yoktur.
Sistemsel bir ekonomi dostluğunun kapalı kapılar ardındaki birliği
ve kendi menfaatleri için size karşı veya Ülkesine karşı olma durumları vardır yalnızca.
Ve bu durumda net ve tek plan vardır sadece; Bir cephe olma durumu.
İşte savaş o noktada ve kalbinde iç çatışması oluyordu insanın.
Bu çok uluslu çark, bir ülkenin en başında olanlarını da etkileyebilirdi,
toplum içinde var olma çabası güden harhangi bir vatandaşı da.
İşte o döngüde aynı tarihi ve aynı süreci yaşayabiliyorduk birlikte.
Yaşamak bazen o süreçte, milli bir şuurun içinde ve kendi kalbinde devrimi oluyordu insanın.
Çünkü gücünü Haktan ve halktan alan ve yine gücünü Haktan ve devletten alan bir milletiz biz.
Biz halkın kendisiyiz. Çünkü paraya köle olanları da anlıyoruz, sistemlere kul olanları da!
Kula, kul olanları ise hiç konuşmuyoruz bile.
Hayatta ne kadar inancınız sağlamsa o kadar yıkılmaz bir iradeniz var demektir.
Çünkü hakikatin gücü herzaman ve herşeyin üzerindedir.
Bu süreç, ülkemize yapılan her kötülüğün, her planın ve her üst algının bertaraf olma sürecidir.
Ancak bu süreç dün başlamadı ve yarında bitmeyecek. Ancak mutlak ve muhakkak bitecek.
Çünkü şehirleri sistemlere göre böldünüz, insanları kitle kitle ayırdınız, ekonominin çarkını kendinize göre döndürdünüz.
Şimdi buyuzden en son varacağınız yönün sonunda sizi gözlüyoruz gerçekte biz.
...
Unutmayın;
Daha güçlü birey olmak, daha güçlü toplum olmak ve daha güçlü ülke olmak için daima kalbinizin gücüne inanın.
Çünkü henüz herşey var olmadan önce de; inançla başlar mutlak herşeyin bir hakikati.
Herşeyin hakikatinde olmak ise; hakikatsiz olan hiçbirşey de bulunmamak demektir.
İşte bu yüzden okuduğumuz bir şiir değil;
Bizzat tarihin de kendisidir.

"Zulmün topu var, güllesi var, kal'ası varsa
Hakk'ın da bükülmez kolu, dönmez yüzü vardır.
Göz yumma güneşten, ne kadar nuru kararsa
Sönmez ebedi , her gecenin gündüzü vardır. "