Gece, zamanı alıkoydu
Suyunu çekti
Sessizliği baş tacı
Gözboyamalardan uzak bir doğallıkla
Renginin her koyu noktasını kalemime adadı…
İç çekiyor şimdi duygusallık
Sevginin miskalini
Emeğin zerresini bile haketmeyenlere..
İç çekiyor şimdi
Van Gölüne bakışım
Hırsıza sempati duyana
Siktir çekilmeye elverişli insanları gönüldaş sayana…
Şimdi
Namluyu bedeninde keşfedenleri düşlüyorum
Sigara dumanımdan milyonlarca çocuk yayılıyor
Hepsi de
Her an yetim bırakılmaya aday çocuklar
Korkularını alıp götüresim var
Kaybedilmemiş kentlere..
Eş yüzlü katillere karşı..
Güçsüzlüğüme inatla…
Dakikalar yorgun düştü yine
Pencerenin öte yüzü
Tek tük ışıklardan ibaret
Sigaram bitmeye hazır
Bir paketin sırtını daha kırdık sayılır
Yine
Korkulu bir hüzne eşlik eden meraklar sardı beni
Acaba gecenin ertesinde yine kim öldürülecek
Hangi soyguncunun elleri öpülecek
Hangi canın katli takdir görecek
Kim neyi çalacak
Ne kadarını çırpacak...
Keşke bu gecenin dünyevi yarınlarına hiç varmasaydım
Hep bu gecede
Kusursuz bir çiçek kokusunun
Yitirilenlere verdiği selamın hazzında kalsaydım
Keşke zaman sadece hayallere ilerleseydi
Ama yazık ki bunlar
Olması gereken olmayacaklar…
Ah şu hayaller!
Lanetli yaşamın serin suları gibi
Kirli, kinli toprakların duru yağmuru gibi
Gözleri mutluluktan yaşartır
Dudakları hayra açar
Yine hayalin hayalini düşleyeceğim
Ama
Keşke elleri yaşama da uzansaydı…
Gece, zamanı salıverdi
Gün hazırlığı yaptı
Açmaya amade..
Hayaller
Yavaş yavaş teslim ediyor kendini
Bir sonrakine..
Pencerenin ardındaki tek tük ışıklar
Nöbeti üryanlaşan köy evlerine bıraktı
Sessizlik sessizliğinden
Durgunluk durgunluğundan oldu
Bakalım artık
Son iç çekişler, kime karşı yapılacak...
Hangi mevsime kalacak…
Kayıt Tarihi : 13.7.2015 17:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!