...........
bir günbatımı
kucağında zehirlenince biricik tutkusu
dudağında titreyen bir dilekçe
Sonsuz'a yücelince sonlunun ağıtları
alevlenince bir yerlinin göğe sevdası
ve tamamlanınca gönlün yarım kalan şarkısı
bir ulu ışık sızacaktı
umutların can çekiştiği kuytudan
üstü-başı sırılsıklam
güneşin gözyaşları bir ışık
bu nasıl evren, bu nasıl devrandı
sağına baktı: ağlayıncaya kadar güldü
soluna baktı: gülünceye kadar ağladı
her şey Varın yoka yazgısıydı çünkü
ağlatan da O'ydu güldüren de
ben güneşin çocuğuyum
tanrılara meydan okumuşum
yarasalar sevmez beni diyordu.
sahi o şafaksökümü
bir ulu ışık doğmuştu tanrılar mezarlığından
bir derviş belirmişti manastırın kapısında
melekler bile süzülmüştü tapınağın yanaklarına
ve bir yolculuk görünmüştü mağaradan
Hızır'la Tûr dağına
hayır hayır bir gök bûsesiydi bu
öksüz toprağın efsunlu gözlerine konmuştu.
...........
elveda!
MUSA HÛB
27 Aralık 1998 Pazar
Altunizade/İstanbul
Kayıt Tarihi : 22.2.2004 05:24:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)