Bir var imiş, bir de yokmuş!
Sırtı hep pek, karnı tokmuş.
Keçiler, kuzular varmış!
Dağlar, taşlar hep davarmış.
Gün olmuş ki, sırf avlanmış.
Gün de olmuş pek aldanmış.
Bazen dünyaya da kanmış!
Bazen ömrü sonsuz sanmış!
Çok geçmeden ömür bitmiş!
Bizimki öteye gitmiş.
Görmüş bir görkemli köşkü.
Oluşmuş gönlünde meşki.
Benim olsa demiş bir an.
Bir ses demiş: sen öyle san!..
Çıkmış köşkten bir uşağı.
Elinde var bir kaşağı.
Demiş neylersin orada?
Demiş ben yaşarım burda!
O kaşağı ne pek ala?
Düştü burda tımar sana.
Ne tımarı? at nerede?
Ben neylerim bu derede?
Cümle iylik oldu "Burak"
Dön sağına, soluna bak!
Sen gururu artık bırak.
Olsun azap senden ırak!
Uyandı bizimki düşten.
Geçmemişti işler işten!
Hamd û sena etti içten:
Ayırma bizi bilinçten!..
Çok geçmeden şafak attı.
Hamd, ömrüne ömür kattı.
Pişirdi kazanlarda aş.
Akıttı gözlerinden yaş.
Buyur etti fakirleri.
Buyruk oldu fikirleri.
Şaştı kaldı işbu hale.
Alınmazdı oysa ka'le.
Anladı ki bu bir ihsan!..
Sultan olur kalple insan.
Değiştirdi mizacını.
Tercih etti Miracını!
Onu sultan etti kalbi.
Hakk'a boyun eğdi kelbi.
Nefsini soktu hizaya.
Düşmedi kulla nizâya.
Üç gün sonra güneş battı!
Bizimki uykuya yattı!..
Uyku değil bu bir sondu.
Uyandı o köşke kondu.
Bitiyor üç günlük mühlet.
Öleceğiz bir gün elbet!
Sonsuz sandık biz de güya!
Yol alırız hep Hüdâ'ya...
Ne Sultan'a Süleyman'a,
Ne de bize kalır dünya!..
Kayıt Tarihi : 23.4.2020 13:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
12.01.2020'de faniliğini anlayamayan nefsime ibret olması için yazılmıştır.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!