Neler yaşanmış neler evvel zaman içinde,
Pireler berber iken, develer de tellalmış.
Konuşurmuş hayvanlar bir insan biçiminde,
Nine beşikte yatar, bebek onu sallarmış.
Az gitmiş uz gitmişler dere tepe aşarak,
Dönüp de bakmışlar ki bu yol bir arpa boyu.
Tavşanları geçermiş kaplumbağa koşarak,
Ölümsüz oluyormuş içenler bengisuyu.
Devlerin, cücelerin, perilerin yurdunda,
Bir yanda uçan halı, bir yanda kanatlı at.
Zümrüdü Anka kuşu Kaf dağının ardında…
Masallar anlatırmış bin bir gece Şehrazat.
Sinbad denizlerdeyken, kırk harami yol kesmiş,
Kayalar açılırmış ‘’Açıl susam’’ sözüne.
Bir küçük öpücükle prens büyüyü bozmuş,
Keloğlan gönül vermiş padişahın kızına.
Keloğlan dahi almış sonunda sevdiğini,
Düğün kırk gün kırk gece yapılırmış orada.
Ne dilersen verirmiş sihirli lamba cini,
Gökten üç elma düşmüş, onlar ermiş murada.
Kayıt Tarihi : 28.3.2018 20:29:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!