bakma öyle
gel buyur …
korkma, gir ateşe
selam söyle
sonra yürü
son kervan, son yıldıza doğru
kolayca taşınabilir alevler yüklen
küçücük sevinçlerden
heyecanlardan
ateşi amber niyetine kokla
özlemlerini bırak gecenin en son saatine
bir tren sesine
bir vapur dumanına
bir dalganın en son hışırtısına
caddelere, sokaklara, odalara
her gün bir parça daha
tükensin yangınların
kalbinin şahikalarında çınlayıp dursun
bir içim su
pervanelerin ateşe dönüşsün
sarhoş eden merhalelerde
fena ol
canından cihanından geç
gönlündeki ateşleri söndürmek için
boş yere gözyaşı akıtma
bu denli tutuşan ateşi
su söndüremez
aşk ateşini söndürmeye yetmez
gözyaşın
düşüp de
bir yerleri acıdığında
ağla
korkma
o aşk ateşidir
gözyaşı söndüremez onu
gönlün yanışı olmasaydı
dünyada
su da olmazdı
ateşte
içindeki asıl beni
nefes almasını sağla
benden içeri bendir o
ona sığınarak
kimliğini
varlığını izhar et
bir de yenilgilerin içinde sakla
yenildin
yine yenil
yine yenil
sakın vazgeçme yenilmekten
imdadına yetişir bir gün
cümlesi
halihazırda
hepsi tek bir arzudan
hiçten yaratılmış
umutsuzluk yok
yok iken
Bir var eden var
dünyayı
aşk
hassas bir mevzu
kaç binyıl boyunca
aynı duygu
ayrı bir tatla
aşk ateşini yaktı
oraya girip yan dedi gönle
düşen yapraklar gibi
salın hayal aleminde
mış gibi yapmadan
ruhun katlarına göç et
kapılar anahtarsız
unut kendini
tavırlarının sırrını
hafisini
unut sonrasını
redfer
Kayıt Tarihi : 17.1.2017 19:53:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!