Sen ağrıyan yerim olarak kalacaksın.
Her dokunuşun bir hatıra kırığı,
her susuşun bir sızı gibi yerleşecek bedenime.
Ben yine de seni hep merhem olarak bileceğim;
kanayan yerime sabahı taşıyan umut gibi.
Şiirin öznesi, şairin katilidir —
sözün ağırlığıyla öldürür bazen kendini;
ama aynı söz, küllerinden bir şafak da çıkarır.
Olmayan bir sevgiliyi inatla beklemek
insanın yüreğini incitir, çatlatır;
ve o çatlaklardan içeri
bir ışık sızar usul usul.
Beklemekse suçsa —
ben suçlu kalırım her gece,
sen yokluğunla öğrendiğim düşlerde.
Ama yine de beklerim;
çünkü merhem olmadan da acı iyileşir belki,
fakat iz kalır — kıymetli bir iz.
Şimdi daha kırgınım;
adını dudaklarıma tıkıyorum,
çünkü hayaletlerin bile beni terk ettiği geceler var.
Yastıkta iz bırakan nefesim,
sensizliğin ölçüsü gibi,
saatlerin arasında kaybolan bir sesin yankısı.
Her sabah başka bir yas,
her akşam başka bir adım eksik;
ve ben, O eksikliğin cetveliyle sayıyorum seni.
Özlem var; ağır ve mızmız bir çırpınış gibi,
incecik bir camı parmağımla tırmalayan,
her tırmalayışta daha çok kanayan bir cam.
Kırgınım çünkü sevdim;
özledim çünkü sevdim;
ve sevmek de bir türlü sığınak olmadı bana.
Senin gidişin, elimde kalan tek mevsim oldu —
bir bahar mevsimi yarım,
bir kış gecesi tam.
Sana dair her hatıra,
bir yanı sararmış fotoğraf gibi,
kenarları kıvrılmış ama yüzü hâlâ tanıdık.
Seni beklemek, o fotoğrafı
her gün yıkayıp yeniden asmaktır duvarıma.
Bilirim; solacak yine — ama asarım.
Çünkü asılmayan şeyin hükmü yok.
Beklemek mi? Evet.
Suçlu muyum? Evet.
Ama suçumun içinde
sevginin bütün küçük merhemleri de var.
Gecenin son dizesinde seni ararım hâlâ;
ay parmaklarını uzatsa da ulaşamaz.
Bir elin sıcaklığını taşımayan kış sabahlarında
çayım soğur, dilim titrer,
isimler boğazımda düğümlenir.
Söylerim adını sessizce;
sanki sesim seni geri çağıracakmış gibi.
Bilirim, çağırmaz — ama yine çağırırım;
çağırmak da bir tür dirençtir.
Ve eğer bir gün gelirse — belki de gelmez —
o zaman bil ki izlerim konuşur senden:
çatlaklarında büyüyen çiçekler gibi küçük umutlar,
kanayan yerimde parlayan tuhaf, ılık bir ışık.
Sen katilim, sen merhemim,
sen şarkım, sen yokluğumsun —
hepsinden birazsın, işte
hepsinde biraz eksiksin, işte..
Ve ben, eksikliğin içinden sevdim seni;
özlemle, yaramla sevdim seni...
@dsız....
Kayıt Tarihi : 20.9.2025 15:22:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!