Sen hiç aç kaldın mı?
Ama öyle keyiften değil,
karın gurultusunun yankılandığı
soğuk bir gecede,
ekmek kokusuna uyanmak gibi.
Bir çocuk düşün,
elinde boş bir tabak,
anne sessiz, gözleri dolu.
Sözcükler kırık dökük,
bir dua gibi sürünür dudaklardan
“Yarın, belki.”
Sokak lambası titrer,
ışığı bile üşür bazen.
Bir mendil kadar küçük rüyalarda
ısınmaya çalışır yoksulun yüreği.
Ve sen sorarsın kendi kendine
Bu kadar tok midede
nasıl bu kadar vicdan açlığı var?
Bir yanda gülüşen yüzler,
öte yanda boş tencereler.
Bir parça sevgi bile
pahalı artık bu şehirde.
Ama insanız işte
Bir lokma payla,
bir sözle bile direniriz hayata.
Aç kalırız, üşürüz, susarız
ama yine de umut ederiz
bir sıcak el,
bir yürek dokunuşu yeter bize.
Ve bil ki,
yoksulluk bir kader değil,
utanması gereken biz değiliz.
Asıl utanç,
tokların sessizliğinde gizli.
Bir gün,
açların sesi yankılanacak taş sokaklarda.
Yoksulun suskunluğu,
tokun uykusunu bölecek ansızın.
Ve dünya anlayacak nihayet
Bir lokma umut bile
doyurur bazen bütün insanlığı.
Kayıt Tarihi : 19.10.2025 12:47:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!