serçeler havalanır
göğsümün üstünden
kimi sisten
kimi esintiden
kimi korkudan
gökten sicim sicim iner
değer ağaçların bedenine
defalarca
dut yapraklarından kıvrım kıvrım
toprağa kayar usulca
su…
göğüslere sinen hem cennet
hem de cennetten gayri bir şey
buğulu
kokulu
mor üzüm salkımlı
arzu ve yasakların derinliğinde
boğulur su
maziden kalma
bir kaç zaman sadece
saklı bir alev yanar
bir ateş daha ziyade
düşer uçurumlara
toprak kokulu bir duman
bir göl mağarasına
bir çöl ayazına damlar
ağır ağır
yankılanır ezgi ezgi
her defasında
kurşuni renkli gölgelerden
su…
bir arınma duygusu ki
rotasında bestelenir zamanın notaları
lalezarlardan ağıtlar savrulur
kavruk baharlara
en dar kapısından puslu sokaklara
serpilir fırtınalı akşamlara
su
yağan her yağmur büyütür acıları
leyli renkli bezirganlar
rüya içinde yaşarken
hayal meyal şeylerde
görünür bir katre
su…
biçimden biçime
renkten renge değişir
bir dokunuşla bütün evren
göklerin hediyesi bir üfleyişle
boşalır bütün yataklarından
su
mavi buharlar yükselir
bir şelale havuzunun üzerinden
çiçek çiçek buğulanır
kuşların kanatlarında
yürür ışığın aynasına
bir yürür
bir durur
bir görünür
bir yok olur
buseler bırakır yüce dağ başlarına
bulut uçlarından toprağa
dökülür
su
sırrı o kadar açık ki
kutsal ruhtan yükselir istisnai alevler
ateşten ışıklar saçarak
sızar çatlaklardan
düştüğü ırmaklardan
henüz bir kara bulaşmamış
bir karanlık çökmemiş
güneşin saklandığı görkemli dehlizlere
boşalır
su
gök kubbe altında
rüyalar sunulur ümide
yaz sıcağında ninnilenir
rengarenk bahar tohumları
izlerinde nazlı misafir yürüyüşleri
su perisi encamında
adı konulmamış lütuflardan
doğumcul terleyişler
kutsi yönelişlerden
ulvi zirvelerden düşer
yüreklere perde perde
su
öte diyarlardan
bir hatıra kalbe
gönlün imdadına akar bir can pıhtısı
halden hale çevrilmenin sancısına tutulur
sıyrılır içindeki cevherin kabuğundan
kutlu bir yük
kutsal bir emanet olur
su…
sancılı damarlarda
ölümcül çılgınlıkların ta kendisi
dalgalı bir deniz gibi süzülürken
yakar geçer
taze bir yağmur gibi
düşer mevsim mevsim
yalnız akar her damla yağmur
ceylan gözlerden
konar çocukların mavi salıncaklarına
cennet olur
rüyaya dönüşür
arıtır
eritir
temizler
su
gökleri kanatır şimşekler
aydınlanır arşın üstü
yıldırımlar parçalar gecelerin
en zifiri beldesini
nelerden sonra
nice vakitlerden sonra
sürgün bakışların mühürlendiği caddeler
tutulur sağanağına
mübarek bir heyecanla
kadim bir dostu uğurlar
su…
az gider
uz gider
ateşe tapınan pervaneler gibi
dere tepe düz gider
ah dedikçe
bir daha
ah çekerek
yüzlerce kez ölüp
yüzlerce kez yeniden
yeniden ölebilmek için
saklı sevdalar toprağında
her adımda farklı iklimlere erercesine
döner
su
bebelerine süt verirken
türkülerini söyler anneler
atalardan öğrenerek su hikayesini
taze bir gelin gibi
tenha gecelere akıtır gönlünden
bir kutsi dem ki
bir kutsal alev ki
öyle bir cevher ki
tüter tüter yanar su
redfer
Kayıt Tarihi : 23.11.2016 18:36:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!