Bir katre su Şiiri - İlyas Kaplan

İlyas Kaplan
1259

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

Bir katre su

hüthütler havalandı göğsünün üstünden
kimi sisten kimi esintiden kimi korkudan
gökten sicim sicim indi
değdi ağaçların bedenine belini sardı defalarca
dut yapraklarından kıvrım kıvrım toprağa kaydı usulca su

biçimden biçime, renkten renge değişti
Tanrı hediyesi bir dokunuşla bütün evren
bir üfleyişle bütün denizler yataklarından boşaldı
göğüslere sinen hem cennetti
hem de cennetten gayri bir şey
buğulu kokulu mor üzüm salkımı
arzu ve yasakların derinliğinde boğuldu su

bir kaç zaman sadece hangi maziden kalma
saklıydı alev alev yanan bir ateş daha ziyade
uçurumlarda tüten hoş kokulu bir duman
bir göl mağarasından bir çöl ayazına damlayan
ağır ağır, ezgi ezgi yankılandı
her defasında ebruli seslerden
kurşuni renkli gölgelerden su

üzerinden mavi buharlar yükselen bir şelale havuzundan
birer çiçek bağlandı zambaklardan kuşların kanatlarına
ışığın aynasına yürüdü, bir yürüdü bir durdu
bir görünüp bir yok oldu
buseler kondurdu yüce dağ başlarına
parmak uçlarından toprağa aktı, döküldü su

saklı sırrı o kadar açıktı ki kutsal ruhun
yükseldi istisnai alevlerden, ateşten ışıklar saçarak
yürüdü yollardan,yansımasının düştüğü ırmaklardan
henüz bir kara bulaşmamış, bir karanlık çökmemiş
güneşin saklandığı görkemli dehlizlere boşaldı su

aynı gök kubbe altında ümide rüyalar sunuldu
güz sıcağında ninnilendi kokulu bahar tohumları
izlerine bırakıldı nazlı misafir yürüyüşleri
su perisi encamında adı konulmamış lütuflardan
doğumcul terleyişler kutsi yönelişlerden
karanlık zirvelerden düştü yüreğe perde perde su

öte diyarlardan miras bir hatıra kalbe
gönlün imdadına aktı bir can pıhtısı
halden hale çevrilmenin sancısına tutulmuş
içindeki cevherin kabuğundan sıyrılmış
kutlu bir yük bir emanet oldu su

sancılı damarlarda ölümcül çılgınlıkların ta kendisi
dalgalı bir deniz gibi süzülürken yakar geçer iz olur
taze bir yağmur gibi düşer mevsim mevsim
yalnız akar her damla yağmur ceylan gözlerde en son
guguk kuşları konar çocukların mavi salıncaklarına
cennet olur cinnete dönüşür
arıtır ve eritir temizler gizler su

gökleri kanatan şimşekler aydınlattı arşın üstünü
yıldırım hucumlarla parçalandı gecelerin en zifiri kuytusu
nelerden sonra, niceden ve nice gecelerden sonra
sürgün bakışların mühürlendiği caddeler sağanağına tutuldu
mübarek bir heyecanı kadim bir dostu uğurladı su

az gitmiş uz gitmiş yana yana ateşe tapınan pervaneler
dere tepe düz gitmiş ah dedikçe bir ah daha ederek
yüzlerce kez ölüp yüzlerce kez yeniden
yeniden ölebilmek için saklı sevdalar toprağında
her adımda farklı iklimlere erercesine aktı su

anneler bebelerine süt verirken ninnilerini söylemişler
atalardan dedelerden öğrenerek su hikayesini
ışığını bir gelin gibi kuşanmış ezo gelin
tenha gecelerde akıtmış gönlüne
bir kutlu dem ki ateşlerle kaynamış
bir cevher ki alev alıp yanmış su

bir arınma duygusu ki rotasında bestelenir zamanın notaları
lalezarlardan ağıtlar savrulur kavruk baharlara
en dar kapısından puslu sokaklara serpilir fırtınalı akşamlar
her karanlıkta yağmurlar büyütür acıları
leyli renkli bezirganlar rüya içinde yaşarken
hayal meyal şeylerde görünür bir katre su…

redfer

İlyas Kaplan
Kayıt Tarihi : 23.11.2016 18:36:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İlyas Kaplan