yaşamadan
tatmadan burukluğunu
öyle ya
anlatmak
çok zordur hüznünü yaşamın
dorukların eteklerinden nice ki inmişse verandanıza sis
siz
sallanan koltuğunuzda
yaş bozumundan arta kalan hüznü yaşamaktasınız
kızıldan dönme sarıdır artık dallarınızda renkler
bilirsiniz
sokağın köşesinde bir kestane kebapçısı vardı
sarılmış birbirine şu iki genç
iki insan
şuh adımlarken ıslak kaldırımları
gülümseyen ruhlarla buz gibi el sallardı size
sabah sabah hüznün kırağıları
dikenlerinden sıyrılmış şu kestanelerin bir ağacı vardı
coşkundu gövdesi
gür ve doluydu dallar
dikenleriyse güneş gibi parlak
demin gibiydi dün
göz önünde sanki her şey
şimdi yorgun ve çıplak
gülücükler dağıtılırken zamanın birinde
kucağında şen şakrak genç bir ananın
şimdi daha başka anlatıyorlardır yaşamı
kalemden çıkan kapkara izleri gibi bir hüzünlü bir akşamın
güz çiçekleri kadar yılgın
bağ bozumu kadar yapışkandır artık
yavaş yavaş dinen
rüzgarı yaşamın
1 kasım 2008 Denizli
Mehmet Necip ÖzmenKayıt Tarihi : 7.10.2012 22:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!