Yağmur gibi akıcı sıcaklığı
Güneşine özgü denizinde
Hayalini yaşarken
Dalgalar arasında ıslanıp
Issız kumsalındaki kumlarda
Beni bırakma, diye, diye
Gözlerine bakarak serinliyordu
Bir Ekim günü, sıcakta
Bir deniz, kenarında
Bir ben yoktum yanında
Hayallerimi, yaşarken...
Beyaz bulutların ortasında
Al duvakla,yanı başında
Martıların sesini kısıp
Yaşlanmak istiyordum yanında
Ne olur beni uyandırma
Sağanak yağmurlar başlarken
Mavinin kulaç açtığı rıhtımda
Bir okyanus,ötesi duyguda
Muhabbetini kıskanır Ekim
Aşkı sorgulayan,zamanın
Hayalini siliyor,göz yaşıyla.....
Göz kafesinde, beyazın
Kan çanağı olmuş,bakışlarında
Hüsran kalmış yanlızlığı
Sitemiyle yazıyordu aşkıyla
Tek soluk ve tek cümle dökülür
Büzüşmüş, soluk dudaklardan
-Beni, bir daha bırakma-...
Yine Ekim günü yanlızlık
Yine kayaların kenarında
Sen yoksun,hayalin var
Özlemin,yanı başımda....
Kayıt Tarihi : 7.10.2016 21:38:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ender Selvi](https://www.antoloji.com/i/siir/2016/10/07/bir-ekim-gunu-3.jpg)
Muhabbetini kıskanır Ekim
Aşkı sorgulayan,zamanın
Hayalini siliyor,göz yaşıyla..
TEBRİKLER SAYIN ENDER BEY
SELAMLAR
Gel seninle bir yolculuk yapalım...
Bunun için... ne bir bilete... ne de çok uzağa gitmemize gerek var...
Şimdilerde çok uzak görünse de... O rengini... kokusunu... sesini... çok özlediklerimizi duyup görmek için...
Sadece gözlerimizi kapatıp... bir an uzaklaşmak yetecek dünyadan...
Evet, kısacık bir an yetecek hepsine... bir bilsen neler neler sığıverir o kısacık anlara... bir ömür... ve ömürden arta kalanlar...
Herkesin gün'eşi... denizi... kokusu... yağmuru kendine özel... kendisinde güzel...
Oturup şimdi bir deniz kıyısına... buluşturmak vardı gözlerimizi... ufuk çizgisiyle... buluşmak vardı şimdi...
en uzakların nasıl bir anda... en yakın olduğuyla...
Denizin o haylaz dokunuşlarıyla ıslanmalıydı ayaklarımız... ve ellerimiz... yüreğimizin çaresizliğini... bir daha çözülmemecesine susan dilimizin öyküsünü... sessizce yazmalıydı kumlara... her daim o denizin özlemi ve susuzluğuyla yanıp... kıyıya vuran deniz yıldızları gibi...
Aşkın... ne ayı var... ne saati... belki de sırf bu yüzden... kendi zamansızlığına... kuruveriyor tahtımızı...
Ne de olsa... tahtımızı yapmışsa da... ana-babalarımız... bahtımızı unutuvermişler bu hayat oyununda...
Gel etme diyorsun... gitme diyorsun... özletme kendini ey yar...
Yazma diyorsun... adımın yanına... sensizliği...
Silme diyorsun... gözümdeki mavileri... silip de bir anda karaya çevirme...
Sonra... gözlerimizi açsak... denizin yine aynı deniz... gökyüzünün yine aynı gökyüzü olduğunu... görsek cömertçe paylaştığını tüm rengini ve sonsuzluğunu denizle... gökyüzünün... görsek onlardaki mavilik... sonsuzluk gibi... hiçbir şeyin değişmeyip yine masmavi olduğunu...
Aylardan... ister Eylül olsun... isterse Ekim olsun... hiç değişmez ki onların birliktelikler ve renkleri...
Doyumsuz bir hayal yolculuğuydu... Yüreğine... kalemine sağlık....
Nicelerine...
Selam ve sevgilerimle...
Ayrılığın yıldönümüne yazılmış bir şiir gibi 'bir ekim günü', aynı gün aynı hissi taşımak olası, anlamlıydı canı gönülden kutlarım saygılar...
Bir okyanus,ötesi duyguda
Muhabbetini kıskanır Ekim
Aşkı sorgulayan,zamanın
Hayalini siliyor,göz yaşıyla.....
DURUİYALIN VE DUYGULU,KUTLARIM SEVGİLİ ŞAİR.yuvasız kuş
TÜM YORUMLAR (25)