Ne buğday sapından yaptığım yel değirmeni var elimde,
Ne de bakkaldan aldığım kirli boyalı şekerlerim var cebimde,
Bir fırtınada kopmuştu hatırlıyorum,
Babamın yaptığı uçurtmanın ipi,
Batan çakır dikeni acıtmıyor artık ayağımı,
Çekmiyor,
Kovalamıyor eskisi gibi,
Sapan taşıyla camını kırdığım,
Komşumuz kulağımı.
Ak dumanlı kara trenler,
Geçmiyor artık bu istasyondan,
Uğramıyor göçmen kuşlar,
Kar beyaz bulutlar seyretmiyor,
Eskisi gibi yeryüzünü,
Başımı okşayan öğretmenimizde gitti aramızdan,
Güvencinler yuva yapmış beyaz badanalı okulumuz damına,
Nedense bu mevsim,
Ebabil kuşları yüksekten uçuyor akşam üzerleri.
Anlattığı gurbet hikayeleri ile birlikte gömüldü Muhacir ninem mezarına,
Artık korkmuyorum.
Eskisi gibi;
Ölümden, gurbetten, yoksulluğumdan
Bir ben kaldım biliyorum,
Bir ben kaldım sırça yüreğimde çocukluğumdan.
Kayıt Tarihi : 29.11.2008 20:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!