O yılların gençliği bu acıyla huzur bulamaz tesellisiz! Konuşmalılar... ve yapıyorlar bunu çok şükür: “Başka ülkelerin şablonları Türkiye”ye oturmaz. Dinin sosyolojik boyutunu gözönüne alamadık” diyor tv”de, o günlerin yüreğinde incelen sızısıyla”. Ortak noktalarımızı artırmamız gerekiyor diyorlar, Kürt vatandaşlığını dile alarak. Umarım gelişecekler. Umarım, Kürt devleti sefilliğinden arınırlar. Umarım bu ortak noktaların artması denilen ile Kürt okulu, Türk okulu, din kılıklığı okulu diye bir uzlaşmaya gidilmez! Kürtçe bir lehçedir, kürt dedikleri Türk milletinin efendisi olan köylüsüdür. O efendilik kazandıralacak! Bundan endişe etmiyorum. Kürtçe lehçeleriyle tiyatro, türkü, folklor seslerinin renklerini zevkle izleyeceğim. Lehçeler dillerdir, her dil yaşayan bir varlık, ardıllık, öncellik kabullenmez.
Bu saldırı masrafları dilerdim ki, yaşam için imdat bekleyen topraklarını işlemeye hem de kavuşmak uğruna harcanmaya özen büyüyecek. Doğa hasret köylüsüne, millet üzgün efendisinin bu acı isyanına, efendiler efendi olmayı sevecek mutlak! Evet, ülkeler arası ilişki sinsilik barınağıdır, çok kurban düşer tuzağına! Ülke acı vermez, acı çektirmez! Ülkede insan diye dolaşan, cebindeki eliyle acı üreten mahlukatlıkların eseridir bu.
Doğaldır, çete oluşunca savaşılacağı. Bu çatışma oldu, evet! Her tekrarda hep olacak üstelik kayıtsız şartsızca, evet! Biri çeteliğe kışkırtılan kurban, diğeri mücadele için darbe düşünen kurban. Bir savaş, asla ve asla vahşetsiz değildir. Hep masum başlar her şey. Masumlar çekecektir bu şiddetin arsızlığıyla doğacak felaketin acısını, para babası kişner iş becerisinin toplattığı serveti.... Çete de kurban, darbe de kurban, kazanan para babalığı o bilinmez, o görülmez mahluklar... Başabakan da diyor ya, “onlar bizi görmez” diye...
Çok eminim ki, konuşmaya başlarsa o yıllardan o acıyı çekenler, bilenler, görenler, hissedenler... zira, yas tutabilmek için bir gerekliliktir, önce dile alabilmek, ağıtlar böyle dökülüyor dillerden... Çekenler ama derler ki, bir Türkiye içi sorun ile bağdaştırılmaz bu, taa tazminat devrinden başlayarak o kaynatılan 68”li, 78”li yıllarında türetilen tuzaklardı... Tuzağa düştüler sadece. Şimdi gelişmeye, ABD”yi, Avrupa”yı iyi anlamalılar. Tarih kendini, uygarlığı taşıyan yüreklerin kaleminden yazdırdığını iyi bilmeliler. Tarihi yazacaklar hevesi de bu kabuklaşan zorbalık ülke diye kürt devleti soytarılığının bir icat benzerliğidir, bunu iyi bilmeliler. Arap gibi kin, Yahudi gibi ırk kabuklanan para sırtarıklığını iyi bilmeliler. Bir kabuktur, kırılmalı! Irk: seni ellerimle öldüreceğim, öldüremezsem öldürteceğim, demektir!
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman