Yürüdüğüm dar ve ıssız sokaklarda adını mırıldanıyorum,
Ellerim taş duvarlarda gezinirken, öfkeli bir yalnızlık sarıyor her yanımı,
Nefesi duman kokan yalnızlıklar biriktiriyorum,
Yanıp yanıp yine yangınını bağrında söndüren bir aşk büyütüyorum.
Yağan yağmurdan hüzünü saçlarımda damıtıp şakaklarıma asıyorum,
Ve erteliyorum tüm mutlu sonla biten filimleri izlemeyi.
Tahtından düşürülmüş bir kralın boynuna uzanan kılıcın keskinliği var bakışlarımda,
Nereye baksam ölüm gibi titretiyor ruhumun dar ağacı.
Son arzular en sevdiğim kitabın sararmış sayfaları arasına saklanıyor,
İade damgası yemiş mektuplarım çuvalından kurtulup önüme yığılıyor,
Umutlarıma doğru uçuşuyor saman tozları, direnerek düşüyor yığınlar üzerine,
Ve ihtişamlı bir yangın başlıyor gözlerimden düşen gözyaşımla.
Yakılmak için ahşaptan direğe bağlanan aşkıma,
Veda edişim çok uzun olmuyor, bin yıl sonra tören bitiyor,
Ve yasım başlıyor…
Yürüdüğüm dar ve ıssız sokaklar değişmiş,
Bin yıl sonra kaldırımlarında hasret çiçeklerinin tohumları gövermiş,
Etrafta bir bahar havası kol geziyor ki sorma.
Sonra bir ses duyuyorum, ruhumun açık seçik yaralarına çarpa çarpa büyüyor kulaklarımda,
Sızlıyorum çöküp taş duvarların kıyılarına.
Bin yıl daha kalıyorum vedanın zamansızlığı altında…
Kayıt Tarihi : 29.3.2022 05:03:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Almira Almira](https://www.antoloji.com/i/siir/2022/03/29/bin-yillik-veda.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!