yarım kalan bir şarkının sözlerinden
dökülen nağmeler gibi sesim
kısık ve anlamsız
söz yazarı bestecisi, kayıp
çakılı ayaklarım dört duvar, tavan arası düşlere
neyin hesabını yapıyorum
kırık bir kemanın tellerinde sızlarken ruhum
kabaran öfkemin arkasında sessizliğim
kurt pençelerinde can çekişen kuzu gibi
hani onca yıl ektiklerim
hasat sonrası emeklerim nerede?
güneş hep doğudan doğarmış felsefesi de yalan
olmayan hesabın çetelesini tutmak gibi yaşam
uyuyan her gecenin sabahında
kimi zaman uzaktan izlemek
koşturan ama nereye gittiğini bilmeyen insanları
seslenmek bazen, duyulmayan hıçkırığımın boğumunda
düğüm atmak yalnızlığa
an kadar kısa da olsa
çölün ortasında ki kaktüsün dallarını kemirmek
küçük bir çocuğun gözlerinde ki neşeyi ıskalamak
hayali bir uçurtmanın kollarında kartal olup süzülmek
mavi okyanuslara
inci tanesi gibi ağlamak, sedef kakmalı istiridye sarayında
ah ne hoş!
günbegün çamura batan dünyanın
pisliğinde oynaşan karanlık ruhlu, figüran kılıklı adamlara
kargaların bile güldüğü
insanoğlunun tarihini anlatmak
ganj nehrinde arınan günahkar ruhlar gibi
kağıda kaleme kusmak, mürekkebe tükürmek /ne abes
çekil uyku!
kirpik aralarıma kamp kurma zamanı değil
şimdi beyin çöplüğümde eşelenme vakti
ah çok yorgunum! ...
(26/08 /2010)
Ayşe UçarKayıt Tarihi : 1.12.2012 14:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!