Beyaza Takıntılı Bürünler

Yere düşen bir şeker taneciğinin çıkardığı ses kadar haykırdım
Yaralara değerdim eskiden tesirim vardı
Bir zamanlar,,,
Benim açmadığım yaralara değerdim
Daha da derinleştirirdim,
Diretmelerim vardı ,,,
Benim yara dersi öğretmenlerim bile vardı
Ben eskiden daha çok ses çıkarırdım
Yılda en az iki çocuk doğururdum
Günde üç kere şeker verirdim onlara
Ses çıkartmalarını söylerdim
Birer birer yere attılar
"Ne kadar çıktıysa" dediler
Güldüler
Çocuklar güldüler
Uzun zaman sonra ilk defa güldüler

Benim eskiden toprağım hissettiğim topraklarım vardı
Ayvalıklarda denizlerim vardı
Tuzunu içtiğim
Sularım vardı
"Ses çıkartmadan..." İÇTİĞİM.

Bu aralar çok kasvetli hayallerle uğraşıyorum
Sislerle sevişiyorum gözlerime buğular doluyor
Yine de doymuyorum
Azıcık bir zaman dilimi kalıyor elime
Utanmadan zamana bakabildiğim saatlerde
Unlarla bir şeyler yapmaya çalışıyorum
Elbette "sessizce ve sakince..."

Ve ben,,,
Gelinlikleri öperdim damatlardan arta kalan zamanlarda
Hiç bir beyazı öptüğünüz oldu mu ?
Bir çıt bile çıkarmadan
Hiç siyahların yanında öldürüldüğünüz oldu mu?
Beyazlarınızı giyip bir daha asla çıkarmadan
Benim hiç olmadı
Olduysa da bembeyazdan daha siyah rüyalar gördüğümüzdendir...

Benim ilk tazeliğini koruyan beyaz çamaşırlarım vardı
Utanırdım diye asamazdım balkonun en görünen tarafına
Senin Melek yüzünü ilk günkü gibi koruyan bir yüzün vardı
Zarar veririm diye sevemezdim
Sevmedim gitti
Ne iyi yaptım
Şimdi zevkle utanıyorum çamaşırlarımdan
Senin Melek yüzün karışmadı ya
Hâlâ temiz kaldı benim çamaşırlarım
Bembeyazdan daha beyaz...
Hiç ses çıkarmadan

Sonra,,,
Bazı ağaçların altında yıllarca oturduk
Yaprak avına çıktık ağaçlara geri takmak için onları
Tabi en çok kavaklara hayrandım
Hatta bir kavağın ölmeden önce öleceğini anlamıştım
Ağacın gövdesiyle izler hakkında hasbihâl ettik
Daha o gün yapraklarını sevmediğini anlamıştım
Beyaz değil diye
Söz dinledim yaprak toplamaktan vazgeçtim
Sessizce,,,

Tâbi ben bu hâle gelene kadar
Çöllerin de sesini dinledim rengini içtim
Göllerin de
Gökyüzüne de kulak verdim
Yağmurunu da
İçtim

1.Herkes çok merak ediyor,nedir?
2.Sessizliklerde ben silah seslerini bile duyuyorum
3.Herkes gibi yani...
4.Hayır herkes gibi değil asla
5.Anlamadım
6."Herkes gibi yani..."

Görünüşte ciğere dolmuş sigaraları da içtim
Beyaz kağıtlara sarılmış yurdumun mahsüllerinden
Ben eskiden zarar da verirdim kendime mesela
Şimdi zarar görmüyorum
Yeterince aldığım için

Hep güzel şeyleri de olmaz ya beyazların
En derinden bir ses bile çıkartmamaların
Bazı hesaplar da sorulmasa da verilir
Çünkü,,,
Yaşanmış kutsal tarafı yaşanmamışların

Hastanelerin yüzünde beyaz solukluğu
Tabi bu beyazın da var elbet boğukluğu
Onlardan dolayı kıskanır tutanlarını
Tabi bu beyazın da var elbet soğukluğu

Yine de acı tatlı sevmekse sevmek sevmektir,,,
Sessizce ve sakince,,,
Beyazlardan bile sakınarak...