Böyle suskunluklarla başlar terkedişler.
Yavaş yavaş çekilir sevdanın eli yüreğinden.
Gurur denen o sahtekar
Aklını çeler bir anda,
Anlayamazsın.
Anlatamazsın yüreğinin yangınlarını,
Ben seni sensiz de severim bil ki.
Aramam sevdama bir beden, bir ten.
Beni yüreğinden öyle bir sil ki
Kalmasın ardımda ne gül, ne diken
Adım unutulsun resmim silinsin
Ben aşkı seninle yeniden sevdim....
Çoktan vazgeçmiştim oysa hayal kurmaktan.
Bütün yolları kapatmıştım aşka giden.
Ve bütün kapıları kilitliydi yüreğimin.
Anahtarlarını kaybetmiştim,
Karanlık, sisli sokak aralarında.
Ne zamanın kırıkları bunlar.
Bu gözyaşları ne zamandır buradalar.
Görüyorum…
Ben her şeyi biliyorum.
Kimden saklanıyor ki hatıralar.
Hani bir şiir vardı…
“Ben…
Sevdanın oturduğu sokakta oturuyorum.” diyordu şair.
Duyduk ki,
Sevda taşınmış o sokaktan.
Hep yalnızdık.
Ağrılı yüreklerimizde sevdamız
Zaten suskundu gözyaşlarımız.
Adını hazan koydum gittiğin günün
Ne de olsa karakıştı sonrası böyle bir dünün.
Oy benim cehennem yürekli sevdiğim.
Ten yandıkça gözlerinin ateşinde
işte benim cennetim diyeceğim.
Yine bu sabah güneşin çığlıklarıyla uyandım.
Ve yine…
Gözlerin çöktü içime
Sessizce ağladım.
Kulaklarımda elveda diyen sesin.
Geldi çattı işte o an.
Çatkapı gelmiştin,
Şimdi de gidiyorsun işte.
Ellerini ellerimden alarak
Güneşimi düyamdan çalarak gidiyorsun.
Sil bir kalemde tüm yaşanmışlıkları
Unut gitsin,
Hiç bir iz kalmasın.
Nasılsa geri dönüşümü yok eski zamanların
Hatıralar ardında bıraktıklarına kalsın.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!