Ben acıya alıştım,
Başka tat bilmiyorum.
Yaktı içimi hayatın beter böcekleri.
Yaşanmış bin bir anı var içimde,
Saatin sarkacıyım artık,
Gidip geliyorum, iki ileri bir geri.
Ne Karun’dan mal,
Ne kaldı Padişah, ne Kral.
Gönül sarayın da, bir umman da,
Köhne bir tekne, çek kürekleri ihtiyar.
Eski bir balıkçı kulübesinde,
Yerlerde, el değmemiş kır çiçekleri.
Ne zaman su yüzüne çıkacağı belli olmayan,
Batık gemiler gibi denizlerin dibinde,
Anforalarla, hem/hal olmaktayım.
Kurşuna dizseler de geceleri,
Sadece, gölgemde yürüsem.
Karanlık bir vagona mahkum,
Raylarında sona giden, bir tren misali.
Hayat, hamalın sırtında,
Unutulmuş yükler gibi dururken,
Sabır tespihimi çekiyorum.
Her gün, tane tane ızdıraplar,
Şikayetçi değilim hiç, yaşadığımdan,
Yaşanacakmış yaşadım.
Bu ömür, hayal/mi ne?
Belleğimi sıfırladım,
Bir gün okunacak ümidiyle,
Yasaklı kitaplar gibi,
Ben her şeye katlanıyor,
Bekliyorum.
Yeter ki, aşk bitmesin,
Bu "aşk"ı çok seviyorum.
Kuru bir yaprak tadı var içimde, ama
Yine de, bir yanım umuttan yana.
Zamanı gelince çöz prangalarımı
Beni unutma emi.
Kayıt Tarihi : 14.9.2016 11:09:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Başka tat bilmiyorum
Yaktı içimi hayatın beter böcekleri
Yaşanmış bin bir anı var içimde
Saatin sarkacıyım artık
İki ileri bir geri,gidip geliyorum
Unutulmuş yükler gibi dururken
Sabır tespihimi çekiyorum
Her gün tane tane
Şikayetçi değilim hiç,yaşadığımdan
Yaşanacakmış yaşadım
hayat bir hamal sırtında ols bile yinede aşktan geçemeyen dosy yürek kutlarım hüzün yüklü şiirinizi
TÜM YORUMLAR (3)