Düşlerin çatlak dudağında biriktirdim acıyı
Yüreğim heyelan
Gündüzleri tamah ederim de bir kuru ekmeğe
Geceler çetin ve zorba
Kaldırımların ayazı avutur yalnızlığımı
Isıt buz tutan ellerimi nefesinle berra…
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Tebrik ederim Züleyha Hanım! Başarınız daim olsun, emek yoğun güzel çalışma, selam ve saygıyla...
Günün vitrinine gelen güzel şiirinden dolayı Değerli Kardeşim Züleyha Özbay BİLGİÇ'i içtenlikle kutluyorum.
Nice başarılara...
Sayın Seçici Kurul'a teşekkürler..
Erdemle.
Yüreğinize sağlık. Kutlarım, selamlarımla.
Züleyha Hanım'a tebrikler,seçici kurula teşekkürler,saygılarımla.
Manidar dizeler...sesleniş çok güzel...Tarzınızı beğendim...ve bir o kadar da içten buldum...yüreğinizin sesine kulak vermek bir mutluluktu benim için ...teşekkürler....daim olsun kelamınız...sevgiyle...
Kırık penceremde asılı donuk bakışlarım
Gözlerim sevinçle hiç parlamadı ki
Şubattı her mevsim...
Oysa
Bahara koşan insanlar bilirim doludizgin
Şimşek gürültüsünde tıkarım kulaklarımı
Sağırım berra
En çok da acımasız yanlarına…
Sığıntı telaşların gölgesinde
Demlenen susuşlarımı arşınlarım her defasında
Yanaklarıma düşen kirli yaşlarıma aldırmadan
Ve sorgulamadan hayatın kinini
Ben yaşamaya açım berra
Her insan gibi…
3 ekim 2011
Kütahya
Züleyha Özbay Bilgiç
________________________________________
Ne kadar derin, ne kadar güzel duygular yüklemişiniz bu güzel çalışmanıza Züleyha hanım. Şiirselliğin çok ötesinde sevgi ve özlem duyguları yansımış ayfalara. Saf ve tertemiz bir duygu zenginliği, içten duyarlıklı özlem, şiiri tekrar, tekrar, okunası ve sevilesi kılmış. Toplumumuzdaki duyarlıklı ve sorumluluk bilinci yüksek, güzel yürekli insanlarımızın iç dünyasına ait özlemleri başarıyla, gerçek şiir tadında sunmuş bu özenli çalışmanız.
Çokça tebriklerim, esenlik ve mutluluk dileklerimle kutluyorum sizi ve tam puanımla değerlendirerek, antolojime alıyorum, bu güzel şiirinizi.
Kemal Polat
Düşlerin çatlak dudağında biriktirdim acıyı
Yüreğim heyelan
Gündüzleri tamah ederim de bir kuru ekmeğe
Geceler çetin ve zorba
Kaldırımların ayazı avutur yalnızlığımı
Isıt buz tutan ellerimi nefesinle berra…
Şefkatin izleri silinmiş duvarlardan
Üstelik ışıkları da matemli bu şehrin
Aydınlatmıyor minik yüreğimin umut evini
Çiğ yağmış saçlarımda gezinir mi ellerin
Merhametin şalını salar mısın üstüme
Üşüyorum berra
Hasreti giydireli çok oldu sevgiye…
Kırık penceremde asılı donuk bakışlarım
Gözlerim sevinçle hiç parlamadı ki
Şubattı her mevsim...
Oysa
Bahara koşan insanlar bilirim doludizgin
Şimşek gürültüsünde tıkarım kulaklarımı
Sağırım berra
En çok da acımasız yanlarına…
Sığıntı telaşların gölgesinde
Demlenen susuşlarımı arşınlarım her defasında
Yanaklarıma düşen kirli yaşlarıma aldırmadan
Ve sorgulamadan hayatın kinini
Ben yaşamaya açım berra
Her insan gibi…
AHHH BERRA AHHH SAYGILAR BIRAKTIM GÜÇLÜ İMGELERE..
Kaleminiz daim olsun
sözcükler bulunması gereken yerde. imla kurallarına uygunluk çok iyi, aktüellik de olunca güzel bir şiir çıkmış. kutluyorum....
yüreğinize sağlık
Bu şiir ile ilgili 43 tane yorum bulunmakta