Senin için İzmir'e ilk kez geldiğimde,
Ayaklarım yere değmiyordu, ne bileyim.
Ölü ineklerin bayırına girmiş kalbim,
Şiir tohumları ekecek kadar cahildim de.
Aşkı şehirler öğretir, kuşlardan önce.
Yedi yıllık uykusuzluk: geçti son sevme tarihim.
Hassaslığımdan satırlar kusturdu garip talihim.
Maskeli balo gibi bir akşam, liman saçardı gülüşün,
Kaçmıştı habersizce bir gemi, yemeğime hüzün.
Bana öyle alıştın ki, seni hep başkasının daha çok seveceğine inandın.
Zihin de böyledir, en güzel şeyleri geleceğe erteler.
Gelecekte bu satırları okuduğunda tamamen geçmişe döneceksin.
Ancak kırık kalbimi toplayan olmayınca, aklımı başıma topladım.
Belki yaşlandığında şiire ve resme daha çok ilgi duyacaksın.
Ve güzelliğini sürdürmek için ellerini kullanacaksın. Yaşadığın aşkları değil, yaşayamadığın aşkı anımsayacaksın.
Sevmek sınırsız tadilattı, sihirli asa değil.
Gözlerin gizemli şehirdi, yüreğim ise evin.
Kapım açıkken beni rutubete boğma…
İhtirasların seni labirente sokacağını bil,
Bu düzenden çıkmak senin de görevin,
Kalbimi bulsan ayağına gelirdi Roma…
Ey deniz sen mi daha hırçınsın ben mi?
Kalbimi emanet ettim sana her yaz,
Karşı kıyıya değil, kayaya çarptı potkalım.
Gün batımı seni hoş gösteren bir makyaj,
Yine yalnız başına izleyecek ne yaptım,
Ve gün doğumlarını kaçıracak?
Cilve katamaz kıyafetlerine macenta pembesi,
Lisede kalır şiir okuyamayan güzellik talebesi.
Sevgin ilaç değildi, içine su katılmış bir şampuan,
Gövdendeki sert bir zincirdi, kaskatı soğuyan.
Anılarımıza bir anlam yükleme dedin sustum.
Ayrılıkta bile şefkat duyan kalbimden utandım.
Kuşatıcı sevgime karşı bir strateji uzmanıydın,
Mantığından yaralanan daha çok saldırırmış.
Sarılmalarım korsancaydı kılıçsız ve limansız,
Sözcüklerinle zihnime esti serin rüzgar...
Hep bir adım uzağımda olmandansa,
Her ağaç gibi ihtiyacım var;
Seninle ay ışığında bir dansa,
Satırlarımdaki sessizliği anlamana,
Ve güçlü bir bağa, köklerimize kadar.
Erkeğin enerjisi sürekli yanıp sönen elektrik lambası çemberinden ibarettir. Kadının varlığı ışıktır. Onun enerjisi sürekli yanan bir meşale gibidir. Seni saf hale getirecek bir gücü, bileşeni vardır. Bütün olmanın tek yolu kadına olan saygıdan geçer. Ona saygılı olduğunda doğacak olan tatmin duygusu o kadar güzeldir ki, egonu korumanı sağlayacak hiçbir güç ve gereksinim kalmayacaktır. Bugün kadınlar gününün özünü daha derinden anlayarak, bundan sonraki günlerde aleve daha mesafeli yaklaşabilmeli, koşulsuzca sevebilmemiz için ışığa çok daha duyarlı olabilmeliyiz.
Kahveler sert gelirdi yine, şeker eklenerek,
Bir tutam hüzünle pişmeden önce.
Bence kahvenin yanında bir çiçek gerek,
Espresso bile tatlı olur, seninle içince.
Kış yağmurları penceremi tıklatıp, durdu,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!