Kuşlar ötüşürdü su başlarında
Bugün garip kaldı şu benim köyüm
Kuzular otlardı yamaçlarında
Bugün garip kaldı şu benim köyüm
Hani tatlı tatlı söyleşen diller
Dere kenarında selviler, güller
Nerde o şakıyan güzel bülbüller
Bugün garip kaldı şu benim köyüm
Yiğitleri halay çeker oyunda
Güzelleri dare çalar düğünde
Kızı, kızan oynar nevruz gününde
Bugün garip kaldı şu benim köyüm
Köyün kahvesinde bir neşe vardı
Bilge konuşunca herkes dinlerdi
Küçükler hürmeti çokça ederdi
Bugün garip kaldı şu benim köyüm
Şimdi gittim yanan soba üşüyor
Herkes suskun küsmüş gibi duruyor
Çayın tadı eski tadı bulmuyor
Bugün garip kaldı şu benim köyüm
Kış olunca yağar bembeyaz bir kar
Evde iki yaşlı, duranlar bakar
Gurbette olana ağıtlar yakar
Bugün garip kaldı şu benim köyüm
Ocaklı evlerde kışın yatardık
Közün üzerine kumpir atardık
Tatlı sohbetlere sohbet katardık
Bugün garip kaldı şu benim köyüm
Caminin önünde vardır bir boşluk
Çoban sürüsüne hep yapar eşlik
Hâline üzgünüm ey köyüm Taşlık
Bugün garip kaldı şu benim köyüm
Muallim Ayhan der yazı yazarım
Köyümü severim, gelir gezerim
Ölünce köyümde olsun mezarım
Bugün garip kaldı şu benim köyüm
(Kayseri, 05.12.2004)
Muallim Ayhan BingölKayıt Tarihi : 17.1.2007 20:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (16)