Benim İstasyonumun Hasret Trenleri

Mustafa Erkenekli
55

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Benim İstasyonumun Hasret Trenleri

Hasret trenleri kalkar benim istasyonumdan… Önce tiz bir kondüktör düdüğü, peşinden lokomotif… Kimin kime veda ettiği belli olmasa da herkes ellerini sallar. Yüreklerdeki acı aynıdır. Vagonlar makas başını terk ederken, sallanan mendiller çoktan yaşları silmeye başlamıştır. Kalanlar evlerine dönerken, vagonların tik-takları arasında, gidenleri bir hüzün alır. Ne zaman, nasıl görüşecekleri ve dönünceye kadar kimlerin kalıp, kimlerin terk-i dünya edeceği soruları sıralanır ardı ardına. Yan kompartımandan dertli bir gurbet türküsü, gözlerdeki bendi çoktan yıkmıştır. Bir yandan yanaklara yaş süzülürken, diğer yandan da dil o türküye iştirak etmiştir bile.

Ekmeği mi çeker, suyu mu bilmem,
Öldürecek beni, bu zalim gurbet.

Diye başlayan türkü, uzar gider... Dile dolanmıştır gurbetin türküsü. Yan kompartımandan ses gelmese de dilin üzerine bağdaş kurup oturmuştur. İlk istasyona varıncaya kadar inanılmaz gurbete çıkıldığına. Ne zamanki gelinen istasyonun isminin yazılı olduğu tabela görünür, gerçekler yine tokat gibi iner yüzlere.
Hasret trenleri kalkar benim istasyonumdan… Arkadaşları gelmiştir delikanlının. “En büyük asker, bizim asker! ” nidalarıyla arkadaşlarını havaya atıp tutarken, anasının sesini bile duymazlar: “Çocuklar, düşürürsünüz! ” Yavrusu askere giderken, babalar mağrur, analar, yaş dolu gözlerle seyreder treni. “Vatan borcu; namus borcu… Bizler de gittik! ” der oradan birisi. Baba anlar da ana anlar mı bilinmez.
Hasret trenleri kalkar benim istasyonumdan… Ailesinden korktuğundan mıdır, yoksa laf olur diye mi bilinmez, sevdiği kız, yollamaya bile gelememiştir delikanlıyı. Merdivenleri çıkarken son bir umutla bakış, karşılığını bulmaz çoğu zaman. Var ise bir resim, onu yüreğinin üstünde taşımanın zamanıdır artık. Verilmiş sözler vardır geride kalan: “Ölürüm de senden başkasına yâr olmam! ” demiştir genç kız. Bu söz, delikanlıyı ferahlatacağına daha da yaralamıştır yüreğini. Daha şimdiden, başkasına yâr olmayacak yârine döneceği günleri dizmiştir tespih taneleri gibi.
Hasret trenleri kalkar benim istasyonumdan… Nereye gittiği bilinmeyen kimsesizleri de götürür trenlerim. Ne bekleyeni, ne de yollayanı vardır onların. Bilmem hangi köyden, bilmem hangi ilin, hangi ilçesinin, hangi köyüne çobanlığa gider bazıları. Her ihtimale karşı eşinin nişan yüzüğünün parasını koyduğu kesesini boğazına asmış, dönüş parasını da zulalamıştır içine. Çocuklarını teslim ederken annesine, kendisi de bir çocuk gibi bükmüştür masumca boynunu.
Hasret trenleri kalkar benim istasyonumdan… Ailesi bakmamış, salmıştır sokağa… “Deli ile uğraşmak kolay mı anam? ” demiştir komşularına. Kışın ortasında yazlık bir gömlek, aynı şekilde bir pantolon ve bir terlik ile salıverilmiştir sokağa. Yer bilmez, yurt bilmez. Aynı soruyu her sorduğunuzda farklıdır cevabı. Bir Ahmet’tir babasının adı, bir Mehmet. Bir Kırıkkale’dir memleketi, bir Samsun. Ne bir telefon, ne bir adres vardır üzerinde. Sıcak bir çorbaya hasret yürekleri taşır benim trenlerim.
Hasret trenleri kalkar benim istasyonumdan… Eşeğin bile geçemediği yerlerden geçer benim trenlerim. Köylü kızı Elif’in gelin arabası olur bazen. Ellerindeki kınalar ile yeni evine giden Elif’in gözyaşlarını taşır benim trenlerim. İncecikten bir kar yağarken, Elif’in gözlerine batar tozları.
Hasret trenleri kalkar benim istasyonumdan… Kim olduğu, ne olduğu, nerden geldiği bilinmeyen siluetler görünür kompartıman camlarından. Hepsinin yüzleri silik, hepsi yarınından habersiz… Ve her birinin yüreğinde ayrı bir hasret türküsü.
Yavaştır, bakımsızdır, geç gider, tehir eder… Ama ne olursa olsun, hasret trenleri kalkar benim istasyonumdan…

18.04.2006
G.

Mustafa Erkenekli
Kayıt Tarihi : 18.4.2006 14:18:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Hergün gördüğüm manzaralar...

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Kazım Kaplan
    Kazım Kaplan

    şefim biliyormusun beni babamın d.şehirden adana ceyhana çalışmakiçin ilk gittiği yıllara götürdün ve daha sonra bizler toplanıp gittik aynen dediğin gibi umut dolu hayallerle. köyümüze dönecektik oradan ayrılırken toprağımıza ve bahçemize verdiğimiz söze göre. fakat o tren bizi öyle bi götürdüki halen gurbetteyiz ve dahası oradan oraya savrularak dahada acayibi şimdi bende o trenlere hizmet ediyorum yarinki hayallerim için. KALEMİNE YÜREĞİNE SAĞLIK.

    Cevap Yaz
  • Fatma Farrow
    Fatma Farrow

    Gurbet zordur ama illede sila da gurbetlik duymak daha da zordur.Saygilarimla.

    Cevap Yaz
  • Yakup İcik
    Yakup İcik

    Ekmeği mi çeker, suyu mu bilmem,
    Öldürecek beni, bu zalim gurbet...sorma hec sevgili sairim! gurbet ki zalimlerin basi gurbet...

    Cevap Yaz
  • Sacide Yaylaz Destina
    Sacide Yaylaz Destina

    ÇOK GÜZEL DUYGU DOLU,HASRET ÇEKMELER,HÜZÜN GÖZ YAŞLARINI DÖKMELER VE KAVUŞMALARIN YAŞANDIĞI YAŞATAN TRENLER,KUTLARIM,SEVGİLER..

    Cevap Yaz
  • Sadık Meriç
    Sadık Meriç

    'Benim İstasyonumun Hasret Trenleri'ni okuduğumda, henüz 15 yaşında iken tek başıma, Askeri Ortaokulun 3 ncü sınıfını okumak için Torosları geçerek Mersin' e gittiğim hasret treni (kara tren) yolculuğunu, 'Benim İstasyonumun Umut Trenleri'ni okuduğumda ise, o çileli, ürkek ve neden olduğunu bile anlayamadığım yolculuğun neticesinde oluşacak umutlarımı hatırlattı. O yılları tekrar yaşar gibi oldum. Çok teşekkürler Sevgili Erkenekli. Detaylı ve herkese hitap edebilen bir düçünce ürünü, yüreğine sağlık. Aşık Meriç

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (12)

Mustafa Erkenekli