Bir gün,
Eski bir saat gibi
durdu zaman,
Akrep susmuş,
yelkovan geri dönmüş.
Bir dost geldi,
Yüzünde
rüzgârın çizdiği harfler,
Gözlerinde
suskun bir kıta.
Sordum hâlini,
Bir çınarın yaprakları gibi
döküldü kelimeleri.
Ana, eş, evlat…
Hepsi birer solgun
mevsim gibi geçti dilinden.
Evinde sabır,
Ama eşiğinde taşan sitem.
“İşler nasıl?” dedim.
Bir pusula gösterdi,
Ama yönü yoktu,
Kuzey bile unutmuştu onu.
Bir kürsüde bağırıyordu,
Ama ses,
kendi yankısına bile
ulaşmıyordu.
Dedim ki:
Bir kalp vardır,
Kilitli değil,
Ama anahtarı sadece
hayırda saklı.
İncitirsen, Sesini değil,
sessizliğini duyarsın.
Bir dokundum,
Bir kervan dolusu dert
döküldü önüme.
Ama hepsi,
Bir çölün sabrıyla yoğrulmuştu.
Zahmetin ardında rahmet vardı,
Ama kimse o kapıyı çalmıyordu.
Sen nasılsın? dedi.
Bir ayna gibi sustum.
Çünkü söz, bazen zehir taşır,
Ama susmak,
Bir dua gibi iyileştirir içimizi.
Ahmet Nejat Alperen
Kayıt Tarihi : 20.10.2025 08:52:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ne güzel bir hissi ne kadar içten aktarmışsınız…
Şiir, bazen bir nefes molasıdır gerçekten; yorgunluğun ortasında bir gölge, bir serinlik, bir iç huzur. “Derin bir nefes alıp ‘oh be…’” demeniz, kelimelerin kalbe dokunduğunu gösteriyor. Bu duyguyu paylaşmanız, şiirin yolculuğunu daha anlamlı kılıyor.
Yüreğinizdeki zarafete, gönlünüzdeki güzelliğe teşekkür ederim.
TÜM YORUMLAR (2)