Ben İstanbul'a taparım! ...

Ömer Faruk Girgin
115

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Ben İstanbul'a taparım! ...

İstanbul’u aşkla ve sadakatle severim.

Arada bir başka şehirleri özlesem bile asla İstanbul’u başka bir şehirden fazla sevemem.

Bu şehirde doğdum, bu şehirde yaşamak ve bu şehirde ölmek isterim.

Mutfağı, musikisi, mimarisi, mizahı, şiiri, birçok dini ve kavmi bir arada kucaklayan derin tarihi, içinde her renkten bir parça taşıyan ebemkuşağını andıran kültürü, bir yer altı nehri gibi yeryüzüne her gün hayat fışkıran muhteşem bir şehirdir, benim şehrim.

Denizleri, kumsalları, ağaçları, ormanları,, tepeleri; tarih ve kültürden damıtılmış dünyanın altın halkasına yerleştirilmiş maviyeşil firuzeden bir yüzük taşı gibi dünyanın olağanüstü bir parçasıdır İstanbul.

Ve, burası yeryüzünün en güzel şehridir.

Tüm güzellikleri içinde barındıran muhteşem bir hazine.

Bu şehirde her şeyi bulabilir, görebilir ve yaşayabilirsiz.

Dünyanın en güzel kadınları, en hızlı çapkınları, en babayani soyluları, kabadayıları, hırsızları, dilencileri, gecekonduları ve şehrin görkemini yansıtan muhteşem binaları iç içedir…

Fakat kimin hırsız, kimin polis, kimin orospu, kimin hanımefendi, kimin kültürlü, kimin soysuz olduğunu hemen fark edemeyebilirsiniz.

Aynı günde dört mevsimi yaşayabilir, kara, güneşe, yağmura boğulabilirsiniz.

Yani çok şaşırırsınız.

Eski saatler gibi titreyerek yirmidört saat hayatı yaşayabilirsiniz.

Çünkü buradaki hayat insanın içini kıpır kıpır titretir.

Kerhanesi, meyhanesi ve camisi bu kadar bol başka hiçbir şehir yoktur.

Hayatı dolu dolu yaşayabilir, kirlenen ruhunuzu hemen köşe başında bir camide temizleyebilirsiniz.

En derin aşklara, en büyük yalanlara, en büyük soygunlara, cinayetlere şahit olabilir fakat hayatı bir başka güzel de yaşayabilirsiniz.

Hayat yirmidört saat elinizindedir.

Ben bu yüzden İstanbul’u büyük bir aşkla severim.

Akşamları gök kızıla çaldığında içim kanar.

Hep İstanbul yanacak korkusu yaşarım.

Hemen bir tepeye koşar İstanbul’a tepeden bakarım.

Ve ben İstanbul’un üstünde alev alev yanarım.

Sadece, orospusuyla hanımefendisini zor ayırırım.

Aslında ayırt etmem, her ikisini de severim.

Hepsi süslüdür, İstanbul’a yakışmak için birbirleriyle yarış halinde olduklarını düşünürüm.

İçlerinden biri daha güzel yemek yapar.

Sadece onu bilirim.

İstanbul’da yaşamak sanattır.

Soyluluktur.

Şanstır.

Hiç ummadığınız anda aşık olabilir, hiç ummadığınız anda ihanete uğrayabilirsiniz.

İlahi bir gücün İstanbul’da yaşayanları, denizlerin dereleri temizlediği gibi insanları temizlediğine inanırım.

Gizemli bir şehirdir burası.

Herkes mutlaka bir günaha değer burada.

Belki bu yüzden dilencisi en bol şehirdir.

Çünkü kimse merhametten sadaka vermez burada.

Merhametten verselerdi dilenciler açlıktan ölürlerdi diye düşünürüm.

Neyse, ben bu şehri çok severim.

Burada doğdum, burada yaşarım ve burada ölmek isterim.

Meyhanelerinde içer, kerhanelerinde gezer, camilerinde ağlarım.

Ben İstanbul’da taçsız, tahtsız bir kralım.

Ben İstanbul’a taparım..

Ömer Faruk Girgin
Kayıt Tarihi : 18.4.2005 20:59:00
Ömer Faruk Girgin