Ben gidersem
Sana vahşi gibi saklanacağın
Ve hayatın boyunca ardında,
Ölümcül bir hasreti kucaklayacağın
Dört yanı ihanet ruhsuz geceler bırakırım...
Ben gidersem,
Sana buğulu bir somun tadında,
Küçük mutluluklar,
Yaralara derman olmayan merhemler...
Ve Kimsenin bilmediği emanet acılar bırakırım…
Ben gidersem,
Sana Üç öğün fukaralık,
Beş vakit yakarışlar,
Yüreğini sarsacak yalnızlıklar,
Ve dile gelmeyen hasretler bırakırım…
Ben gidersem,
Sana gidenin gelmediği bu dünyada,
Hiç yoktan kalbe düşen hüzünler
Musallada alınan helallikler,
Ve iyi bilinen kötü insanlar bırakırım…
Ben gidersem,
Sana her zamankinden biraz daha fazla,
Ve çaresiz bir acımasızlıkla,
Sana seni bırakırım,
Ve Sana yüreğimi bırakırım…
Kayıt Tarihi : 20.1.2007 23:35:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Buradan bir nice acıyla, özlemle gittin,
sonra yalvardın yakardın amma
eline düşmüştün bir kere kaderin,
ne fayda sevgili, ne fayda.
Her yanda çareler aradın kendine,
olmadık şeyler yaptın her yanda.
Bulamadın bir çare, sonunda gittin,
ne fayda sevgili, ne fayda.
Kucağın güllerle doluydu senin,
ayın öndördü bir yüzün vardı .
Kopup halkasından dostlar meclisinin,
o aşağılık, o bayağı yere sen,
o karıncaların, yılanların yanına
ne oldu, nasıl oldu da gittin?
Nerde hani o cânım sözlerin şimdi?
Nerde hani o sırları çözen akıl?
Nerde hani gül bahçesine giden ayak?
Elimizi tutan el nerde hani?
Hoştun, güzeldin, eşin yoktu senin,
insanları hemen elde ederdin.
Ama kalktın çıktın bir uzun yolculuğa,
insanları yiyen toprağa gittin.
Ağlaya inleye sen gittin ama,
gökler de arkandan durmadı ağladı.
Parça parça etti yüzünü ay.
Gönlüm arkandan kan bağladı.
Şimdi ne edeyim, kime sorayım seni?
İyi insanlar arasında mısın orda?
Yani dostlar meclisinde mi?
Yoksa bir kenarda boynun bükük mü kaldın?
Öyle bir yere gittin ki bu sefer,
izinin tozu bile belli değil.
Ne kadar da kanlıymış gittiğin yol!
(Mevlana Celaleddin Rumi)
TÜM YORUMLAR (25)