Belki başka bir hayatta

Suskun Adam Zeynepp
230

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Belki başka bir hayatta

Senin yolların hep taşlıydı; ben ise çıplak ayak yürüdüm o yolları.
Her adımda canım yandı, derimin altına kadar işleyen bir acı bıraktı o taşlar.
Ama yine de durmadım; senin gölgenin benden bir adım önde oluşu bile
yürümek için bir sebep sayıldı içimde.
Çünkü ben, senin varlığına yakın olmayı, uzaklığının acısına tercih eden biriydim.

Ben gelmiştim sana; üstelik bütün iyiliğimle, bütün niyetimle,
kimseye saklamadığım, kimseye göstermeye cesaret edemediğim yanlarımla…
Kalbimin en temiz raflarını açıp önüne koyacak kadar hazırlıklıydım.
Ama senin kapın hep kapalıydı.
Kapının ardında kimi sakladığını, neyi koruduğunu,
ya da kimden kaçtığını bilmeden bekledim.
Ses etmeden, sitem etmeden,
belki bir gün açarsın umuduyla,
belki bir gün içeriye beni de alırsın diye.

Kalbim şahittir ki, ben seni incitmedim…
Ne sözümle, ne susuşumla, ne gelişimle yük olmadım.
Ama sen, bana hiç hak etmediğim kadar ağır geldin.
Sanki her hareketin bir mesafe koymak için,
her kelimen bir duvar örmek için söylenmiş gibiydi.
Ben buna rağmen, seni anlamaya çalıştım;
belki korkuyorsundur diye düşündüm,
belki zaman istiyorsundur, belki de kendine bile söylemediğin bir yarayla yaşıyorsundur.
Ama yine de ağırdın…
Ben ise o ağırlığı taşıyabilecek kadar güçlü değildim aslında,
sadece güçlü görünmeye çalıştım.

Belki başka bir hayatta,
başka bir şehirde, başka bir zamana denk düşeriz.
Belki bu kez aynı anda bakarız birbirimize,
aynı cesaretle yaklaşırız,
aynı kapı aynı anda açılır.
Kim bilir…
Belki bu kez yollar daha yumuşak olur,
belki ayaklarım kanamaz,
belki senin gölgen kadar sessiz kalmam gerekmez.

Sen bahaneni ararken,
ben dünyalar kadar sebebi omuzlarımda taşıyordum.
Her bir sebep, yılların içimde biriken sızısıydı;
ses etmeden, yüzüne bile söyleyemeden,
içimde döndürdüğüm bir yük oldu.
Sen bir iğne deliğinden kaçış yolu aradın;
her şeyden, benden, hatta kendinden…
Ben ise, koca bir ömrü saran yaralarımı örterek yürüdüm yanına.
Onları göstermek istemedim;
çünkü biliyordum, görsen de anlamayacaktın.

Öyle işte…
İkimiz de bildiğimiz gibi savaştık.
Sen kendi duvarlarınla, ben kendi içimdeki dalgalarla.
Ama aynı yerden yaralanmadık hiçbir zaman.
Sen uzaklıktan kaçtın, ben yakınlığın boşluğuna düştüm.

Benim de artık savaşım bitti.
Silahlarımı bıraktım;
kendimi savunduğum her cümlenin, her umudun, her çabanın ağırlığını indirdim.
Suskunluğumu boynuma astım,
belki hatırlatır diye, belki unutturur diye.
Sen galip geldin belki;
çünkü sonunda bırakıp giden,
en çok susanı kazanmış gibi görünür.
Ama bu zafer sana ne getirdi,
benden ne götürdü…
Bunu ancak ikimiz biliriz.
Ne anlatılır, ne açıklanır,
yalnızca yaşanır.

Biz yenildik.
Belki birbirimize değil, zamana yenildik;
telaffuz edemediğimiz cümlelere,
yarım bırakılmış bakışlara,
çok geç söylenmiş kelimelere yenildik.
Korkularımıza, acelemize, geç kalmışlığımıza.

Ama olsun…
Belki başka bir hayatta,
aynı anda, aynı cesaretle severiz.
Belki ikimiz de aynı yaradan başlarız bu kez,
aynı yerden iyileşir,
aynı kapıya aynı zamanda varırız.
Ve belki o hayat, bu hayatta geç kaldığımız her şeyin telafisi olur.

@dsız..
@dressiz mektuplar✍️✍️✍️

Suskun Adam Zeynepp
Kayıt Tarihi : 27.11.2025 12:37:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!