Seni anlatmak çok zor, yaşamadıkça
Seni yaşamak çok zor, alev alev yanmadıkça
Sen ki göklerde yıldız, dünyamıza aysın
Yedi yüzyıllık aşkın havasını taşıyansın
Sensin dünyadan zulmü kovanlara kucak açan
Mübarek dudaklarda müjdelenmiş sevdamızsın
Allah diyen gönüllerle yanıp tutuşan
Unutulmuş tarihimize ışık tutansın
Sensin İstanbul’um o güzel günleri bize anlatan
Üç asırdır hüzünlüsün gözü yaşlı
Seni anlayan yok diye bir hayli sancılısın
Üzülme İstanbul’um elbet bir gün..
Filistin’de, Çeçenya’da ve Irak’taki kanlarımızla
Dört bir yanda ağlayan analarımızla
Dinmek bilmeyen gözyaşlarımızla
Alem-i İslâma ve tüm insanlığa
Ve hatta gülü hiç koklamamış milyonlara
Verebilmek için güzel bir hediye
Hep beraber geliyoruz manevi fethe
Yeter ki sen İstanbul’um bizi bekle
Ahh...sen gül kokulu şehrim, bağrımı yaktın
Aşk dolu günleri bir nebze olsun hatırlattın
Yine bekler misin İstanbul’um aşk dolu günleri
Heyecanlı bakışlarla gelen Sultan Fatih’i
Bizlere küs olan Ayasofya’nın kapılarını
Eski heybetin ve ihtişamınla
Üç kıtada dalgalanmış bayrağınla
Bizlere açar mısın ey İstanbul?
26/Ekim/2003
Malatya
Kayıt Tarihi : 6.4.2004 20:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)