1
Bir gecenin karanlığında,
Karanlığın bir yerinden
Elimde çoban yıldızı
Köye yöneldim uykusuz, huzursuz
Yamaçları dik
Dil sundu, esareti avuçlarında
Sevme yasaklandı, gözlerle gönüllerle
Sandı dayanacağını prangalarda işkencelere
Ağlamayı zannetti gardiyan
Yumdu gözlerini döktü içini,
Taş duvarları okşadı
Saate hiç bakamadım
Havada bir kasvet,
Hafif bir rüzgar sağa sola
Ot çöp,
Börtü böcek tedirgin..
Yürümekteyim yel yepelek
Şosenin kenarında bir ahlat ağacı
Gölgesi kuzeye,
Dallarının çoğu kuru, dibinde birkaç taze filiz
Kuruyan dallara inat, yeni başlangıçlara..
Koyun kuzusuna kavuşmada yeniden
Gözleriyin mekan tuttuğu ufuklarda
Yıllar var geçecek hasretle
Yıldızlar var endişeli
Tuttuğun yürekte sızı
Dört mevsim hazan
Firavun sapanı olsaydım
Çekilirmiydim yerli yersiz
Ateşin duası benden yana
Irmaklar doğar inanana
Son gönüllü benim
Yanmasın İbrahim
İşte bizim hikayemiz
Ad koymuştuk kendimize
Bir İstanbul gecesinde...
Torbadan ayrılık çıktı
İller bir bir bizi çağırdı
Artık istasyona taşımıyorum yari
Ayrılıklarda elleri koynunda kalıyor
Yada gözleri yürek dağlıyor..
Kaç kere bulutlar yandı
Kim bilir..
Bir bardak çayı yudumlarken
Dalgın ve düşünceli
Kah sila gelir gözüm önüne
Anam, Yollarıma umut bağlayan
Kah karlı dağların aşılmazlığı
Ümit kırar,
“ Bu dağlarda bir zamanlar dedem
vardı,
Ağzında bir türkü
sevdiği için
Elinde ikinci cigarası“
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!