Eskilerden kim kaldı
Sen ve ben bir de bir kocakarı
Bilirsin eskiden filler vardı
Şimdi filolar
Eskiden Ebabil kuşları
Şimdi demirden uçan filolar..
Bazen ben suskunumdur daha çok geceleri
Yalnız mıyım acaba bir türlü anlamadım
Hayal kursam gelirler dostlardan niceleri
Bu ahvale Hak neder bir türlü anlamadım
Daha çok iki kişi oluverir içimde
Eğer masraf sorarsan kuruşu kuruşuna
Hesapçının özürü takdire şayan değil
Bizim öküz vurulmuş ineğin duruşuna
Köyün hayvan pazarı takdire şayan değil
Hayvanların nikâhı bizden önce kıyılmış
Günler birbirini kovalar
Zaman ise telaşlı bir koşuşturmadır
Gürültüler sıra sıradır
Zaten düşüp kalkmalar hep gürültüdür
Kapıyı çalan var bakıver hele
Birisi bir şey mi getirdi dersin
Yiyecek isterse hadi rastgele
Az vardı çocuklar bitirdi dersin.
İçeri alıver otursun biraz
Parlak bir simanın doğuşu gündüz
Uyanan güneşin sabahıdır bu
Engeller yıkıldı ortalık dümdüz
Sırttaki yaranın felahıdır bu.
Kızıl bir tül ile örtülen ufkun
Sille-i firakı şakladı kalpte
Tesadüf ten uzak bu tevafukun
Gelişi kendini yokladı kalpte.
Nefesi verirken büyük helecan
Sabaha varmadan tüm yıldızları
Toplarsak bir yekün tutar sanırım
Geceyi seyreden tüm yalnızları
Zorlama yorgunsa yatar sanırım.
Tamamen bir küme olur bir bütün
Ağlayan her insan sussun isterim;
Yeryüzü perişan, gönül perişan.
Himmetim bir hışım uçsun isterim.
Kanadı kırılmış bülbül perişan.
Tek çare semâvat yeryüzü bitik,
Gureba sofrası kuru bir ekmek
Serçeyle oturup bölüşen gördük
Adettir kırıntı kenara dökmek
Çalının dibinde gülüşen gördük
Bir serçe elbette küçük bir serçe
Üstadım kaleminize, gönlünüze sağlık.
Sizi okumakta zevk alıyorum
Sağ olun
Var olun
* Saygıdeğer büyüğüm Bedri Tahir Adaklı üstâdımıza aşağıdaki şiirimi antolojide seven tüm dost ve arkadaşları adına ithaf etmekten mutluluk duyarım. *
Saygıdeğer Büyüğüm BEDRİ TAHİR ADAKLI
Dostluğu mutlu eden,mütehassis insandır
Onun hep kullandığı çok tatlı bir lisandır
Önceden ...