Dağları omuz omuza vermişler.
Yürekli birer bahadırlar gibi.
Taşlar, aşılmaz bir kale duvarı!
Metanet omuzlamış sanırsınız.
Sert iklimin sert kaburgası sanki!
Fırat, bu dağlara inat bir küheylan!
Zincirlerini kıran yağız attır.
Asırların nağmesi üzerinde.
Şairlerin dilinde bir sevdadır.
Toprağa candır, âşıklara yaren!
Velhasıl, ‘efsane nehir’ Fırat’sın.
Seninle yolculuk etmek o kadar güzel ki.
Asırlara rağbetin, heybetin var.
Suyla gelen medeniyet derim adına!
“Kur, Aras bende doğar” Bilirim,
Hazar’a bir su kadar yakınlığını
Bingöl, Kars yaylasından selamım gider, Azerbaycan’a!
Bir şah damarı kadar yakınım sana Hazar!
Bir atlıdır, Fırat!
Dağlar aşmada kanatlanır.
Bir kanadına, huyu güzel Murat derler.
Aladağlardan süzülür, nice yollardan gelirsin.
Öte kanadın, Karasu’dur.
Derin vadilerde öykülerin vardır.
O vadiler, ecdadın geçtiği yollardır.
Bir kan damarı gibidir.
O damarlar, uzar gider, Anadolu’nun içlerine!
Dağlar, eğilmiş selam durmuş giden akıncıya!
Bir kılavuz gibi yol gösterir, akan nehirler
Can içre, gönül içre giden yolcuya!
Senin de kolların var, Ey soylu nehir!
Murat, Karasu, Tohma, Peri, Çaltı ve Munzur!
Kollarınla büyür, kollarınla kucaklarsın bir koca coğrafyayı!
Işık sende raks eder!
Rüzgâr, seninle fısıldaşır!
Dağ seninle dizginleşir!
Güneş, cemalin seninle seyreder!
Yakamozlar oynaşır.
Bir içli, bir asil, toprağa ad olmuş, şad olmuş bir yolcusun.
Şair ne diyor,
“Murat gelir, Fırat olur
Fırat kişner kırat olur
Bağdat’a varır Şad olur
Bu ad bir Şehsuvar ister
Önünde taş duvar ister”
Taş duvarlar örülür, Fırat’ın önüne!
Sular, yedi renk olur ışığın raksıyla!
Büyür Fırat’ın azameti; “yedi küpeli gelin” derler adına!
Fırat, biz seni sevdik.
Senin için ‘hazinesin’ dedik.
Gıptayla baktık yüzüne.
Korktuk, sana değecek nazarlardan!
Korktuk, bu millete musallat olabilecek ezalardan!
Şiirimizde, Mazin kadar zindesin dedik
Gezdiniz mi Anadolu’yu.
Bir sülün gibi uzanan Fırat’ın boylarını.
O zaman daha içten okursunuz, Türk’ün tarihini!
Tarihe ad olan efsaneleri, manileri, hoyratları…
Birlikte dinlersiniz, her biri yanık türküleri!
Dalgalar, binbir homurtuyla kıyılarına vurur.
Işıkların ürpertisini seyrederim!
İçimdeki alevler aksediyor sanki o dalgalara!
Derler ki uzaydan, Fırat’ın ipince bir yay gibi
Damar damar gerilişi vardır.
Malazgirt burada doğmuş,
Tarih burada sahibini bulmuş,
Bütün öfkeler burada sağılmış,
Burada Alpler, erenler Anadolu’nun içlerine dağılmış.
Fırat, Anadolu’dur.
Şefkatin damlayan gözyaşlarıdır.
Fırat’ta, kana kana içtim zamanı.
Fırat’ta dinledim, binbir cennet masalını!
Fırat’ta sevdim hoyratı, maniyi, ninniyi!
Fırat’ta tanırsınız, şairin ruh güzelliğini,
Şiirin ilham gücünü!
Fırat’ta başlar, sadakat yolculuğum…
FIRAT’IN HİKÂYESİ
Dağları omuz omuza vermişler.
Yürekli birer bahadırlar gibi.
Taşlar, aşılmaz bir kale duvarı!
Metanet omuzlamış sanırsınız.
FIRAT ÜSTÜNE
Boğum boğum kıvrılan dağlar omuz omuza
Ağrı’dan Toroslara taştan set oluşturmuş
Diz çökmüş eteğinde su gibi akan zaman
Malazgirt Ovasında tarihi buluşturmuş
FIRTINA ÖNCESİ...
Dünya dönüyor, ama nasıl?
Bir yüzü hep karanlıkta...
Gündoğumuna ağır, ağır..
Akıl, zemberekten boşalmakta
FÜTÜVVET DİLİYLE
Gelin, fütüvvet diliyle konuşalım,
Dedikodu, bizim işimiz değil
Ferasetle engelleri aşalım,
Ağulu pusular aşımız değil
GECELER VE GÜNDÜZLER...
Gün dolanır, zaman perçin perçin
Gece mi yoksa bürünür gündüze!
Hangisi hangisine tutsaktır?
Yoksa ışığa yorgan mı geceler!
Söyleyin, bulutlar gibi yürüyen dağlara!
GEZ GÖR ANADOLU’YU
Gez gör Anadolu’yu, bir baştan, öte başa!
Divriği’den Bursa’ya, bir Ulu Mabet süsler
Sinan, Heybetle büyür, vatanın nakısında!
Şehir, Yaslanır dağa, Cihangir Otağı dağ! ..
GIYBET OLUR
Gıybet olur,
Her kem söz, gıybet olur
Yalanın adı, iftira;
Sızlatır gıybet olur.
GÖNLÜMÜN BAHÇESİNE...
Ey mutlu esmama lütfundur fazıl
Yere umman, semaya ülfet fazıl
Gönlümün bahçesinde güller açsın
Bülbül sedasına devrandır fazıl
GÖNLÜMÜN ÇAĞLAYANI
Fırat gibi çağlarsın sen Ey gönül
Anlat vuslat erenlerini Ey gül
Tevazu kanatlansın kanat çırpsın
Merhamet olup yüreğime çarpsın




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!