Aşk, dikenli bir yoldur gülüm.
Aşık, yalınayak yürür bu yolda,
engel tanımaz hiçbir zaman
aşar bir bir zorlukları.
Kor ateşi taşır yüreğinde,
İslâm beldelerinde kol geziyor fitne-fesat,
Hizb-üşşeytanla Moskof elele işliyor vahşet.
Harap oldu, yakıldı- yıkıldı kocaman ülke
Ocaklar söndü sırtlanlar saldırdı mala-mülke.
Hissiyat yok, vicdan yok, insancıklar kesildi lâl,
Sığınacak limanımdın anne
okyanuslar sahilinde.
Fırtınalar kopsa da de,
dev dalgalar dövse de
alabora olmadan gemim
demir atıyordum ana kucağına.
Kahpeler kaleyi lçten verdiler ateşe
Yıllarca düşman ettiler kardeşi kardeşe
Billahi hasret kaldık gülümseyen güneşe
'Edi besse'; sulh-u salah gelsin ülkemize.
Kudüs'ün Fatihi bildirmişti küffara haddini
Veda etmeden mi gidecektin ey yâr?
Bak sevda çiçeklerin
kurudu gönül bahçemde.
Gözyaşlarım söndürür mü bilmem,
hasretinden içimde fışkıran lavları?
Gönlünü yaralarsa senin
en değer verdiğin sevgili,
varsın paralasın sözleri
etsin yüreğini lime lime
sabır dile, lakin;
yine de kem söz söyleme.
Yuva yaptım yanan yüreğime hasretini,
Unutamadım yıllar geçse de gurbetini,
Ömrümü tükettim, alamadım haberini
Kimseler bilemez benim neler çektiğimi.
Sen geleceksin diye tuttum yolları mesken.
Şiir deryasına sundu iksirli pınar
Edebiyat tarihinde koca bir çınar
Elbette şair gelmedi dünyaya, amma;
Ülkemde ‘Üstad’ namıyla oldu müsemma
Herkes tanır, ismini söylemeye ne gerek
Sultan-ı Şüera da vardı mangal yürek.
Kan ve gözyaşı
sel olur, yanar sineler
Bebeler ve nineler
Pençeleşirken ölümle
Masumlar ve mazlumlar,
cehennem alevlerinde
Dost bildikleri malum eşkıyayı
El bebek, gül bebek ettiler,
Devr-i iktidarlarında.
Büyütülüp beslendiler,
Yönetmeye heveslendiler.
Sonradan yönetimi almak uğruna
Hocam, gönlünüze, kaleminize sağlık. Filistin'deki kanı, zulüm ü görüp destanlaştırmış , İSLAM DÜNYASINDAKİ FETRET in hala devam ettiğini gözümüzün içine , yüreğimize sokan kelimelere hayat verdiğinizi, henüz kanı damlayan şehitlerimizin çilesini, yıkılan enkaza dönen Müslümanların sahipsizliğini ...