kahvenin koyusu
sevginin durusu
akşamları geç öter
yarimin borusu
bil ki!
ağır,kaldıramayacağım
kadar ağır
bana attığın
köşeli taşlar
bakışına bir sefahat
hakim
gülüşüne çok bilmişlik
gördükleri yalnız
kendinin
görmedikleri yok
yüzeyde kalıyor
inemiyor derinlere
attığın küçük taş
sekerek suyun üstünde
geziniyor boş yere
havada hafiften bir
piyano sesi
konçerto çalınıyor
herhalde kapılar aralık
ses hole kadar geliyor
Avuçlarımın içine aldığımda
Cam kavanozda sakladığım
Kalbin kırıktı
Çok uğraştım
Kırıklarını birleştirebilmek için
içerden çıktığımızda
gözlükler bile terlerdi
terler gözümüzde nehir
sıcacık bir yorgunluk
üzerimizde karanlık
saran bizi ve yalnızlığı
sahip olduğun tek şey
seni sıkan yıldıran
yaşantına ket vuran
ince bir tel
koparamadığın sazın
kalın tellerine inat
değersiz bir gözyaşı
asaleti içine sakladığın
gümüş bulgulardır
kendinle barışıklığın
tapındığın her gerçek
kervan gece gündüz yol alır
almak istemese de
su alır gözlerden
gönül alır sözlerden
bitkin düşer ruhlar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!