Hayvanlara “gerekenden fazla” ilgi gösteren insanların; sömürüye dayalı emperyalist sistemin, pazar ekonomisinin, çıkarların, savaşların, ölümlerin ve diğer (insan kaynaklı) acıların türdeşlerine dayattığı olumsuzluklar karşısında aynı duyarlılığı göstermediklerini ve bu anlamda bir nevi çifte standardı sergilediklerini anlatmaya/ vurgulamaya çalıştığınız yazınızı maalesef üzüntüyle okudum.
Ve yazınızın sonuna geldiğimde ise, ne kadar hazin bir ülkede yaşıyor olmanın acısını bir kez daha yüreğimde hissettim.
Köprü üzerinde gördüğünüz, dans etmeye zorlanan zavallı ayıya ve buna benzer diğer “dansçı ayı” olaylarına “devlet el koydu.”
Ve köprü üzerinde dans etmeye zorlanan ayı diğer kardeşleriyle birlikte (söylediğiniz gibi) “Karacabey”e kampa gönderildiler eleştirdiğiniz “uygar” insanlar tarafından.
Koparıldıkları doğal yaşama yeniden adapte olabilmeleri için rehabilite edildiler.
Ve rehabilitasyon sonunda, Karacabey’de misafir edilen “Dansçı ayı ve kardeşleri” özgürlüklerini yaşayabilecekleri doğal ortamlarına salıverildiler.
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta