“Başımın üstünde yerin var!” diyordu her gördüğünde
Az sonra başına gelecekleri bilmeden, göremeden…
Arada dereler, tepeler, dağlar ve ovalar da olmasa;
Dünya dümdüz bir yuvarlak olurdu bildiğin oysa
Yukarı tükürsen bıyık aşağı tükürsen sakal ama
Gönlüne göre bazen bıyığa çıkarsın bazen de inersin sakala
“Kim kimden üstün” dersime iyi çalıştım ama bir türlü anlayamadım
Bileği güçlü olan mıydı yüreği çok kabaran mı yoksa
Kalem hangi kılıçtan keskindi ve bu dünyada gözümüz hiç yoktu güya
Nerede kaldı masumiyet nerde o çocuksu gülüşler, hep kayıp
Kendimiz için bir şey istiyorsak ne oluyorduk bir hatırlasana
Yoksa hepsi yalan mıydı daha el kadarken beynimize,
Ruhumuza kazıdıklarınız…Ayıp! Sizin yazdıklarınızla, yaptıklarınızı…
Hiç bir teselli ne silmeye yeter ne de bunları sineye çekmeye
Eşittik sözde ; Çok istersek ve çok çalışırsak…Ne de saflık!
Dünya bildiğin çok güzel bir yer olacaktı ve biz sarılacaktık.
Evet sarıldık ama birbirimize değil. Birbirimizi sardık, kuşattık.
Başkasına gücümüz yetmeyince hep biri birimize saldırdık
Çünkü hepiniz biliyordunuz ki bu dünyanın nimetleri herkese yetmez!
Evet belki uyandık uyanmasına ama bildiğin çok ama çok geç kaldık artık
İki kere iki her zaman dört etmezmiş. Bir mahalleden iki, diğerinden de iki..
Bu durumda tek kale maç bile yapılmaz; bırakın pikniğe falan gitmeyi!
Yılmaz BEKTAŞ
Yılmaz BektaşKayıt Tarihi : 16.5.2023 23:25:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!