Yeni doğan küçük bir kuş bile aşka uçabilir,çünkü her yeni doğan kuşun yüreğinde büyük kanatlar vardır...
Plotonik aşk öküzün trene bakmasına benzer,öküzdeki tek fark trenler değişsede aşk bitmez...
Senden ne köy ne kasaba olur dediler ben başarı ışığı hiç sönmeyen bir şehir oldum...
..
Direncin direnişi sabrın vaveylasında,
Ümidin şafakları inancın en hasında,
Azim yüklü baharlar başarı yaylasında,
Göklerin nur endamı aşkın süreyyasında,
Yaşamanın kudreti sevdanın narasında,
29.07.2011
..
“Sordukları zaman, bana ne iş yaptığımı, evli olup olmadığımı, kocamın ne iş yaptığını, ana babamın ne olduklarını sordukları zaman, ne gibi koşullarda yaşadığımı, yanıtlarımı nasıl memnunlukla onayladıklarını yüzlerinde okuyorum. Ve hepsine haykırmak istiyorum. Onayladığınız yanıtlar yalnızca bir yüzey. Ne düzenli bir iş, ne iyi bir konut, ne sizin medeni durum dediğiniz durumsuzluk, ne de başarılı bir birey olmak ya da sayılmak benim gerçeğim değil. Bu kolay olgulara, siz bu düzeni böylesine saptadığınız için ben de eriştim. Hem de hiç bir çaba harcamadan. Belki de hiç istediğim gibi çalışmadan. istediğiniz düzeye erişmek o denli kolay ki… Ama insanın gerçek yeteneğini, tüm yaşamını, kanını, aklını, varoluşunu verdiği iç dünyasının olgularının sizler için hiç bir değeri yok ki. bırakıyorsun insan onları kendisiyle birlikte gömsün. Ama hayır, hiç değilse susarak hepsini yüzünüze haykırmak istiyorum. Sizin düzeninizle, akıl anlayışınızla, namus anlayışınızla, başarı anlayışınızla bağdaşan hiç yönüm yok. Aranızda dolaşmak için giyiniyorum, hem de iyi giyiniyorum. İyi giyinene iyi değer verdiğiniz için. İçgüdülerimi hiç bir işte uygulamama izin vermediğiniz için. Hiç bir çaba harcamadan bunları yapabiliyorum, bir şey yapıldı sanıyorsunuz. Yaşamım boyunca içimi kemirttiniz. Evlenizle. Okullarınızla. İş yerlerinizle. Özel ya da resmi kuruluşlarınızla içimi kemirttiniz. Ölmek istedim, dirilttiniz. Yazı yazmak istedim, aç kalırsın, dediniz. Aç kalmayı dendim, serum verdiniz. Delirdim, kafama elektrik verdiniz. Hiç aile olmayacak insanla bir araya geldim, gene aile olduk. Ben bütün bunların dışındayım. Şimdi tek konuğu olduğum bu otelden ayrılırken, hangi otobüs ya da tren istasyonuna, hangi havaalanı ya da hangi limana doğru gideceğimi bilmediğim bu sabahta, iyi, başarılı, düzenli bir insandan başka her şey olduğumu duyuyorum.”
― Tezer Özlü, Yaşamın Ucuna Yolculuk
..
1907’de düştü bu ateş gönüllere, sarı nehirler karıştı laciverte
Bir çığlık, bir ateş, tutkulu bir nefestir o, 104 yıllık bir efsane
Avrupalar geçildi, devler safa dizildi, başarıyla döndü bu küre
Gönüllerde taht kuruldu, şampiyonluğa koştu nefes nefese
Şanlı tarihine yazıldı golcüler, kıskançlıkla izlendi Fenerbahçe.
‘Ogün, Birol Gol ‘ inledi tribünler, yenildi bir kalemde rakipler
..
Sınır hikayelerinde hep ayrılıklardan göz yaşı ve tel örgülerden bahsedilir. Sonunda ise; mutlaka ölüm vardır.
Bu hikâyemizde ise; tel örgüler arkasındaki umudun, hüznün sevince, dönüşmesine tanıklık edeceğiz. Hızla globalleşen dünyamızda sınırların kaldırılması konularında çalışmalar yapılmakta iken; Ülkemizin şirin beldesi Ceylanpınar’ da yaklaşan bayramlarda tel örgüler arkasında Suriye’ de, Resulayn’ da yaşayan akrabalarla bayramlaşmak üzere yoğun bir şekilde hazırlıklar yapılırdı. Çünkü bu bayramda da “TEL” e gidecek ve karşıdan gelen akrabaları ile hasret giderecekler. Beraberlerinde getirdikleri hediye paketlerini tellerin üzerinden birbirlerine atacak ve o şekilde kendisine atılan fakat orta alana düşen paketi getirmek üzere görevlendirilen Mehmetçik’ ten yardım talep edecekler. Yıllar yılı Ceylanpınar’ lı için bayram ve bayramlaşma bu demekti. Ancak, insan onurunu zedeleyen ve insanlığa hiç yakışmayan bu görüntülere bir son verilmeliydi, bir şeyler yapılmalıydı. Sınırın iki tarafındaki akrabaları bir araya getirmek, bir nebze de olsa birbirlerine sarılabilmelerine imkân sağlanmalıydı.
İşte tam bu sırada; bu durum Şanlıurfa Valisi Sayın Şahabbetin HARPUT’a arzediliyor ve Haseki Valisi Sayın Suphi HARP ile müşterek bir protokol hazırlanıyordu. Bundan böyle akrabalar biri birlerini evlerinde “İdari Mektup” la ziyaret edecek ve 48 saatliğine de olsa hasret gidereceklerdi. Genelde bu protokol iki vilayeti bağlamasına rağmen, özelde Ceylanpınar ve Resulayn’ da görevli idareciler tarafından uygulamaya konulacak ve biri birlerine hasret insanların kavuşabilmelerinin alt yapısı hazırlanacaktı. Şu anda uygulanmakta olan ve parçalanmış aileleri bir araya getiren bu uygulama başarı ile devam etmektedir.
Bu tür hasretlikleri ortadan kaldıran, insanı ön planda tutup, insani değerlere önem veren bu uygulama daha sonra “Ceylanpınar Modeli” olarak tüm sınır bölgelerinde başarıyla uygulanmaya konulmuştur.
..
Yıllardır çalışmalarının okumalarının sonunda ilerisi için sınava girecek lise ve orta okul son sınıf talebelerimiz için inanıyorum ki ellerinden geleni yapacaklar başarı elde etmek için güçlerinin üzerinde bir çalışma yapmışlardır.
Çok kısa bir sürede geleceğinizi belirleyecek bu sınav sonuçları belki sizin istediğiniz gibi olmaya bilir, bu hayatın sonu demek değildir,Bizi Yaratanın da bizim üzerimizde mutlak bir planı vardır,bu plan çerçevesinde şu anki durumumuz haricinde gelişmeler bizim menfaatımıza olacak fikri ile hayata bilenmiş olarak dört elle sarılmalıyız değerli yavrularımız,sizler için bir şiir yazma ihtiyacı duydum,sizlerin velilerinizin değerli öğretmenlerimizim bu çalışmalarında sabır ve başarı dileğim ile sevgiler saygılar.
BİL'Kİ BÖYLE HAYIRLIDIR.
Elinden geleni yap sen,
Bil ki böyle hayırlıdır.
..
Yüreğinin sınırlarını dene..
Hayat sadece nefes almak değildir..
Unutma!
Başarı; cesaret ettiğin kadar yakındır sana..
_08.10.2013
..
selamunaleyküm akidem nasılsın demiyorum mutlusundur sen,öyle bir halini hatrını sorayım diye yazmadım..yazmak geldi içimden yazdım..tuhaf dünya tuhaf insanlarızda zaten..Allah cümlemize hidayet eylesin sadece...gönüllü sürgünde değiliz bunu bil..mecburiyiz..intihar bu yüzden haram...değilmi..öyle..ee halin vaktin güzel geçiyordur zaten..daha daha nasılsın ola..anlamıyorum arkadaş..susamadığım şeyler var...bir insanın kötülüğünü istemek niye ve neden..evet sen bul ALLAH'ın dan bul ama iyilik bul,güzellik bul,başarı ve mutluluk bul..başka türlüsü ters yaratılışa..benim fikrim böyle..insana verilen nefis varya ne çetin bir düşman ve dost ayrıca..tuhaf bir güç..düşünsene çalışıp çabalayacaksın saniye sonra öleceksin..kazandığını sandığın her dava ve ya para mal kişilere bir nokta koyacaksın..bilinmeyenle tanışmaya gidiyorsun ölüme,,hem heyecanlı hem heyecanlı işte düşünsene ne olursan ol..mevki makam olarak ne olursan ol..bitti nokta hepsi elinden birden bire alını verdi.sen acizsin bunu kabul ediyorsun..düşünsene merhamet etmezse (cc) rahmet olamayacaksın,rahmetine ugratmazsa (merhametine gelemeceksin..işte bu acizliktir..ama sadece ALLAH'A acizliktir..rahmeti gazabını sarmış olana acizliktir..ölüm yaptığın her planı es geçer..arkadaşım bu sıra bu gibi şeyler düşünmekteyim,bazen adım atarken heyecanlanıyorum,,acaba diyorum acaba hangi adımdan sonrası benim için bitiş ve aynı zamanda sonsuzluğa başlangıç..kanım yerinde durmuyor bazen..hem mutluyum hem mutlu..sonra bazen hiddetleniyorum umutsuz acıdan nemalanan ve kendilerine acıyan insanları gördükçe,,diyorum içimden şunların başına taş atıp uyandıracaksın..yapmıyor değilim yapıyorumda elimden geldiğince bak sana da söylüyorum sende de görürsem böyle haller hiç merak etme cebimde sanada bir taş ayırttım onu sana saklıyorum..ha bu arada bu mektup bahanesiyle sana bir tane taş gönderiyorum sende bende görürsen umutsuzluk gibi bir kavram..hiç düşünmeden o taşı kullanmanı istiyorum..seven kullanır arkadaş..hem sana bir sualim var biz bu dünyaya sürgüne mi geldik yoksa, hazineyi (cc) keşfemi..yoksa ikisine birden mi..hazineyi keşfeden kendini sürgüde hisseder mi..bu nasıl itimat..diye düşünmüyor da değilim hani.. görülmeyen nedir söylesene..işte böyle düşünceler bazen kahırdayım çokça huzurda..düşünmeyi seviyorum ben ne yapayım.. hele insan başlı başına bir muamma.ne şahane bir yaratık..izlemesi güzel araştırması güzel insan kendineemanet edilen makine yi iyice bir düşünmeli..ne kadar eşşiz..yaratıcısına bi daha bi daha hayranlık bıraktıran tek sanat eseri diye bilirim..bir kere eşin yok..senden bir tane bu yüzden değerli kılındın..bir tane olan milyonlarca eseri hiç yoktan sırf çıkarı için katledenleri gördükçe..bir yanım kahroluyor,öteki yanım korkuyor,öbür yanım seviniyor..katleden sahibine hesap verecek kaçış yok..katledilen sonsuz cennete girecek..ne tuhaf dünya değilmi..kötü kendi eliyle ateşe girecek,iyi kendi eliyle gül bahçesine girecek..adalet sahibi ALLAH'ın hesabını ıskalayanlar işte hazineden (cc) mahrum kalacaklar..işte bu yüzden tam tamına üzülemiyorum..çünkü ALLAH (cc) var..ALLAH (CC) kafi..biliyorum ona bakınca her yara iyileşecek..her dert kökünden temizlenecek..cenneti isteyen bri aynım yok açıkcası ben itiraf ediyorum asıl hazinenin tadındayım..ne demiş yunus emre (rahmet olsun bu arada) ne huri ne cennet bana seni gerek seni..bu yüzden kimse ve sen kusuruma bak emi ne mutsuz ne huzursuz nede umutsuz olamayacağım..biliyorum benim yine çenem düştü çok konuşuyorum, ama ne yapayım konu tatlı dinleyen tatlı bu yazıyı okuyan tatlı olunca ben ne yapayım..kanım tazeleniyor sevdikçe..seni sevdikçe yaratanı sevdikçe yaratılanları sevdikçe istem dışı sevinmeler düşüyor içime.seni ikisiden 1.(cc) 2.(asv) az diğerlerinden (dünya) fazla seviyorum sevince böyle sevmelisin zaten..tüm bunlar için...teşekkür ederim..verene ve vesile olana...sevdiğim bende söz bitmez bitmesine de sana eziyet olmasın diye burada sözü kesiyorum sevdiğim selam eder gözlerinden öperim.. sana yine yazarım..
..
Bir kaç gün önce konuştuk seninle,gene içimi acıttın,kapanmaya yüz tutan yaramı gene deştin,kanattın…İstemezdim böyle olsun be sevgili,ama seninde dediğin gibi kaderimiz böyleymiş…10 gün sonra başkasının oluyorsun be sevgili,tutmaya kıyamadığım ellerinden başkası tutacak artık,sarmaya kıyamadığım bedenin başka bir bedene ait olacak,tüm hayallerimizi bir kenara itip başkasının olacaksın...Hatırlıyor musun bilmiyorum ama hayallerimiz vardı; evimiz olacaktı,çocuklarımız olacaktı.. Onları büyütecektik beraber sıcak yuvamızda...Onlara aşkımızı anlatacaktık...Onlarda aşkı tattıklarında destek olacaktık onlara...Ama hepsi geçmişte,mazide kaldı be sevgili…Ne çok zaman geçmiş senden ayrılalı…Geçmez dediğim günler ayları kovalamış ve yıla dayanmış.Seninde dediğin gibi ''Kısmet'' değilmiş be sevgili…Her iş de bir hayır vardır derler ya… Demek bizim içinde HAYIRLISI (xD) buymuş…
Hatırlarsan ilk karşılaşmamızda ve sana açıldığımda inatlaşmıştın benimle ve ben tam giderken dönüp sana; ’’hayatta başarı filan dilemiyorum ben sana,çünkü biliyorum ki sen bu inatla her şeyi başarırsın’’demiştim…Ve o inadın uğruna belki hayatını mahvettin… Sensizliğe nasıl alışırım diye düşünmüyorum artık çünkü bunu öğreneli çok oldu…Gittin ardında kocaman bir boşluk bıraktın giderken…Hiç düşünmeden beni,ardına bakmadan gittin…Yolun açık olsun sevgili…
Bir yerlerde senin için kanayan bir yüreğin,senin için ağlayan bir çift gözün olduğundan habersiz mutlusun sevgili.. Olsun benim yaramda kapanır elbet…Ama sen bana yaşattıklarının hepsinin nasıl altından kalkacaksın onu bilmiyorum…Hoşçakal Bitanem
..
Rüzgârın şiddetiyle kapanıp kapanmayacağı belli olmayan bir kapı gibi
Belirsiz bir hayat yaşarken,
Kapıyı vurup da ihtimalleri sona erdirecek basit bir başarı sergileyemedik.
..
Hiç bir zaman koşmadım başarının arkasından.
Başarı geldi, başarılarımızın ardından.
Kimseleri kıskanmadım, başaranları övdüm,
Eleştiriye de açığım, her yerde, her zaman.
..
İnançlar hem daha üretilmeyen bir malın dağıtılmışlığını, söyleyerek aklı perdeliyor. Yani siz buğdayı, traktörü üretmemişken, daha üretim gücü ve nesnesi olarak, emek verirlik olarak, bunların esamisi okunmaz iken, sizi traktörlü, traktörsüz kılıp, dağıtımını yaptırıyor!
Hem insanlar toplum olmadan, toplumsal emek ortaya çıkmadan, bir rızık dağıtımı yapılıyor. Yani Traktör ancak bir toplumsal emekle ortaya konacak bir üretimdir. Ortada toplum dahi yoktur. Size sanki toplumun önceden beri, ilkten beri böyle oluşu anlaması, yutturulur. Sanki bunlar zaten varmış da, üretilmiş de, siz dahi bunların eşitsiz dağıtıldığını kutsallıkla öğreniyorsunuz.
Bu konu diğer anlamalara detay olsun diye biraz daha açayım. İnsanın yeryüzünde daha esamisi yok iken, insanın rızık denilen varlıklar, insana rızık olarak verilmiştir denerek algıladığı özdekler, insandan önce de vardı. Sebze ve meyveler bitkiler endam edip, hayvanlar üç milyar yıldır, Dünya'da cirit atar bir gerçekliktir. Yani 3 milyar yıldır, boşu boşuna bir rızıktılar! Bir aslan ceylana, “”bu benim rızkım”” demez. Ceylan da, ben aslanın rızkıyım diye gelip ona teslim olmaz. Ortaya bir çaba, bir emek korlar. İnsan avlanırken ki emekli somut davranışını doğada sürdürüp gitmiştir.
Toplum içinde, çok sonraları, toplumsal tedirginlikleri ile çevreyi, olup biteni anlama girişimleri vardı. Huzursuzluklarına kafa patlatmak isterken; sonradan deforme etti. Ben içinci düşünceleri bir yandan hızla biz içine evirilirken, diğer yandan da, hâkim sınıfın görüşüne göre düşüncelerini, birleşmeli uygunlukta anlatmıştır. Rızık kavramını inanç temelinde alarak, aslında; insanın sosyal yapıdaki huzura ait bozukluğu, evrendeki fantezi yansımaların algısı ile birleştirilerek ifadelemesidir.
..
en büyük başarı
doğmakla başladı
şimdi bu yaşta olmak mesela
bakıyorum ya kendime
hala nefes alıyorum hani
yaşamın amacı
..
C an çekilmek üzere seven bu tenden
A şk dilenmekte başarı beklemek için senden
N iyet edip yola çıktım var mısın? Haydi cevap ver!
S evda bahçesinden yediveren gülleri der.
..
KİTAP OKUMA GÜNCEM
Paylaşımlarımız; YAŞAMAK ve de YAŞATMAK İçin Olmalıdır! .
= 000.000.028 =
Okumak ve Kaleme Almak; Hayatın Umuduna Değer Katar! .
“EV SAHİBESİ” Adlı Romandan Kısa Bir Anlatı:
..
"Canını kurtarayım derken vatanından olursun."
(Atilla İLHAN)
"Bizim iki gücümüz vardır; Halk ve Hak."
(Bülent ECEVİT)
"Paylaşılmayanın anlamı ne? ."
..
12 Nisan 2013 Cuma 06:27:16
Kişisel Başarın İçin Okuyacaksın ve ANADOLU DA KAZANACAK! .
= 000.016 =
Kişisel Başarı Çizgini Tanı ve ANADOLU ÇİZGİSİ; ÖZÜ TANI! .
İlk Başta: Stres Yüklü Cümleleri De Derlemiş İdim; Kitaptan! .
..
16 Nisan 2013 Salı 13:32:00
Ben; STRATEJİ HAZIRLAMADIM ve KENDİ AKLIMA GÜVENMEDİM Kİ! .
= 000.035 =
Kişisel Başarı Çizgini Tanı ve ANADOLU ÇİZGİSİ; ÖZÜ TANI! .
Bir Anımı; Roman Anlatısı Paragraf Etmek İstedim:
..
16 Nisan 2013 Salı 14:41:45
Ben; STRATEJİ HAZIRLAMADIM ve KENDİ AKLIMA GÜVENMEDİM Kİ! .
= 000.036 =
Kişisel Başarı Çizgini Tanı ve ANADOLU ÇİZGİSİ; ÖZÜ TANI! .
Bir Anımı; Roman Anlatısı Paragraf Etmek İstedim:
..
09 Nisan 2013 Salı 05:24:19
Kişisel Başarın İçin Okuyacaksın ve ANADOLU DA KAZANACAK! .
= 000.008 =
Kişisel Başarı Çizgini Tanı ve ANADOLU ÇİZGİSİ; ÖZÜ TANI! .
“YEŞİL YILLAR” Adlı Kitaptan, Kısa Bir Anlatı:
..