Şimdi ben birine söylesem...
Od'un içindeyim
Kül zahiri
Ateş baki ateşe yanan kul zahiri
Od'un içindeyim
Kime desem görülmez dokuz kat duvar içindeyim
Tutun içinizde doğruları
Ben gidince yaparsınız ardımdan
Saklayın gerçekleri
Hatırım kalır
Örtün hakları
Sakın vermeyin
Grisi güzel,İstanbul gibi
Dalga dalga olur mu gökte gri
Olur da batar mı yedi tepeden
Batar mı gün kan kırmızı
Bakar mı öyle ardın sıra
Kırmızısı güzel,İstanbul gibi...
Beni bana benden daha yakınlar öldürmüşken
Ben umursamam bile
Uzunca zulm ettiniz diye uzun anlatacak bir şeyim yok
Kısaca ölüm
Kıskançlık sapsız kılıç gibidir elinde tutma
Saplamaya hiç çalışma belki batar belki batmaz
Ama ellerin kesin kesilir hem canın yanar
Bir de benim yerime karşına bir gün delisi çıkar
Muhattap olur sana,kılıcın ondan seker de,sana girer çıkar.
Kelebek kanadı çizilmiş gibi
Ömrüm ve kaderimden bir daha yok
Yapma dedim anladı mı
Etme dedim gitmedi mi
Sıradandı alın yazım
Alın yazın katip ne der
Bugün olmadı ama
Bir gün dersliğin karşısındaki esnaf lokantasında
Kuru üstü pilav yiyelim seninle
Hayallerimizi satmışız da kimse almayacak işte
Esnafız nihayetinde
Dedim ki gül bülbülü ziyan edersin
Dedi bülbül sükut olmuş zehreyler cenneti bana
Dedim bülbül gülü viran edersin
Dedi malike tamah etmeyen yerden böyle geçilir
Kıyacaksın cana ki yanmasın canan daha içredir
Kardeşlik vatan
Kardeşlik ebedi bir toprak kavgası
Aralısız dereliksiz iman
Dümdüz rüzgârsız ovan
Kardeşlik vatan
Vatan ebedi bir toprak parçası
Artık rüzgarları hissetmiyorum
Kaşının düştüğü andan beri boran
Yalın ayak girdim bir denize
Sanıyorum ıslandıkça,diz boyu cam kırıklarından
Bana sorma yağmur mu yağıyor
Ateşler içinde yansam da imkansız anlamam




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!