aynı gemide farklı limanların yolcusuyduk
sen dalgalı denizde seyrediyordun, ben seyrediyordum
ikimiz aynı yolu kat ediyorduk, sen benden uzaklaşıyordun
martıları seyrediyordun, ben seyrediyordum
sen maviye dalıyordun, ben boğuluyordum
ÇOCUK...
İndir önlüğünün eteğini çocuk, Bırak dağ etekleri utansın.
Kendini dağ zanneden alçakların yüzsüzlüğü kararsın.
Gözyaşın dökülüyor zamanın vicdanına. Merhamet kör kütük fakir şimdi.
Önlüğünün altından mintanın üşür, önlüğünü ört utangaclığının üstüne.
Elindeki poşeti çanta diye taşıma, defterlerin, kitapların üşür.
Ahlak
Pir elinden bade içsen
Sırat köprüsünü geçsen
Dört kitaptan huyun seçsen
İlle Ahlak, ille Ahlak
Anam...
Kardeşler uzakta, kimse sormuyor
Selamlar bitmiş, telefon çalmıyor
Parasız kaldıysan, hic tat vermiyor
Şiirler yetmiyor, sen söyle Anam
Atlar...
Mülk ağırdır, hafif koştur atları, nalına takmış faytonları gidiyor, yelesi darmadağın
Hükümsüzdür zayi, kol kırık, yen derman bekler
Avam eziktir, simit öğün doyurur bak
Takva eğik, şapka çıplak şimdi
Sen koş yolcu, yokuş iniş bekler sanki
Biz atlara binip geldik
Gece ayazdı, siyah karanlıklar vardı sabaha.
Kaybolmak kadar inişliydi kaldırımlar,
Ah kaldırımlar.
Gece ayazdı ve biz siyahı gözlerimizde büyüktük.
Ah karanlıklar
Ay Değil
Dün gece sağanak yağdı rüyama
Gün ışıdı, bulut susmuş hay değil
Güneş kalmış, güller açmış sılaya
Mehtap desem az kalıyor, Ay değil
Ay İnce Bel
Ay ince bel ay ince bel
Küçük bardak çay ince bel
Çift şekerli çay isterem
İnci kemer yar ince bel
Bana Küsmüş
Rengin açık idi şimdi karardı
Beniz bana küsmüş, yüz bana küsmüş
Bahçemde güllerim şimdi sarardı
Bahar bana küsmüş, güz bana küsmüş
BEKÂR
Atlıya binip geçtin de buradan
Endamın savurdu yeli, rüzgârı
Tevradı yırtıp ta geldin aradan
Âlemin uslanmaz deli Bekarı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!