Denizi sevmelerime benzer
Seni sevmelerim,
Hep sancılıdır kavuşmalarımız,
Bin bir kulaç yetmez sarıp sarmalara,
İllaki bu yüzden doyumsuzdur,
Ve illaki mavilere boyanır her yanımız,
Ne kâhinlik var soyumda,
Ne de müneccimlik,
Kulakları çınlasın,
“Bildiğin ele ise,
Öğrendiğin kendine” derdi validem,
Sen ister bildiklerime say,
Memleketim!
Son soluğum,
Sağalmaz yaralarımın mercan kabuğu,
Yorgun yüzüm;
Ne dağlarından akan yağında gözüm
Ne bal petek ovalarında.
Sevdalığı dostluktan ayıran
Yârin al yanağı,
Gül dudağıdır yalnızca,
Ki! Sen
Sevdiceğim değildiysen kendince
Dosta döner yüzün kanımca,
Haysiyetin yanında değilse,
Haliyle terazin de bozuktur o vakit,
Mümkünse rastlaşmayalım.
Hasbelkader karşılaşırsak sen bu haldeyken,
Açık verme sakın,
Zahmetinden kaçmazsan,
Örülmemiş sepetlere
Olmamış üzümler koyar,
Doğmamışlara ninniler söylerdiniz
Yalnızlığın akşamüstleri.
Kaygısız duruşunuz vardı ya,
Bildim ben!
Kazanmak şiarın sanırsın ama,
Hususun esası, ardında kalır,
Senin sevaplarınla
Benim günahlarım,
Bir incirin çekirdeğini dolduramaz yâr.
Rivayette köleye padişah derler,
Sevdalarımız,
Kara kaplı defterlere yazıldı her defasında,
Hokkası kan dolu divitiyle Sevgilinin.
Vecibe satırlarımıza sadakat ve iman,
İstihkak satırlarımıza acılar düştü,
Kederleri utandırdık bilmeden.
Hayıflanma cancağızım! ..
Yüreği ağrılıcağızım;
Azın çoğu mu var,
Sivas’ın bağları bir görünsün,
Üzümünü ha yemişiz,
Ha yememişiz gam değil,
Katıl dediler
Ve devamla;
Aklımı başımdan istediler,
Canımı tenimden.
Güya;
Dünyada cenneti görecekmişim,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!