Çaresizliğin sesini duydum bugün.
Kulakların duymadığı,
Yüreklerin dayanamadığı.
Ümit ile korku vermişler el ele, dağlıyordu yürekleri,
İşte bu sessiz çığlık inletiyordu göğü, yeri.
Diller kitlenmiş, bedenler çaresiz,
Bugün seni çizdim;
Okyonus doldurdum gözlerine,
Bal koydum dudaklarına,
Nağmeler dizdim kalp atışlarına.
Aşkımızı çizdim;
Dünya'yı koydum ayaklarımızın altına,
Sen ne kadar büyüksen,
Ben o kadar yokum.
Sen nekadar güçlüysen,
Ben o kadar biçareyim.
Sana bildiğimce aşığım,
Selvi boylum, yali kavagim,
Ben senin bu kütüklüğü ne hayranim.
Allahim hikmetinden sual olmaz, boyuna malzemeyi bol tuttun,
Acaba icine akil koymayi mi unuttun?
Bos odanin duvarlar gibi,
Her soyledigimi aninda verir geri.
Sacinizin rengini mi begenmiyorsunuz, kilolarinizdan mi sikayetcisiniz ya da parasizliktan mi? .Ya da ya da ve daha bircok sikayetiniz varsa; gidin yogun bakim unitelerini ziyaret edin.O hayat ile olum arasinda bulunan o buz gibi kapinin iki tarafindaki caresizligi, hicligi gorun.Orada yitip giden, yasina parasina, gucune bakmadan ellerinden alinan hayatlarin hikayelerini dinleyin.Bu hikayeleri izlemekten baska ellerinden hicbir sey gelmeyen annelerin, babalarin, eslerin, cocuklarin caresiz sessiz feryatlarini dinleyin.O zaman anliyorsunuz sirtinizda ne kadar cok gereksiz yadalardan, ahlardan, vahlardan, keskelerden dolu manasiz bir yuk tasidigini.Cunku tasidigimiz hicbir yuk agirliktan ote ve orada butun anlamini yitirmis agirliktan baska birsey degil.Orada ugruna kendimizden gectigimiz; hirslar, gucler, dunya malinin tamami hic ama hicbir ise yaramiyor.Hayatin ne kadar anlamsiz, bir o kadar da kuskunluklerin darginliklarin kirletmemesi gereken ve sadece hicbir aninin kacirilmadan, sevdiklerimizin sahip olduklarimizin elini hic birakmadan yasayabilecegimiz buyuk nimet oldugunu anliyorsunuz.Gidin ve oradan cikinca sanki, butun yukleriniz anlamini yitirdigi icin buruk da olsa huzur buluyorsunuz.Nasil sukrediceginizi sasiriyorsunuz.Ac gozlulugunuze, nankorlugunuze, gerksiz didinmelere dert edinmelerinize lanet ediyorsunuz.Ama tabii ki butun bunlar sadece birkac saat veya birkac gun suruyor.Maalesef nefsimiz gecikmeden tum o yukleri bir bir sirtimiza yukluyor.Olsun en azindan ara sira yukunuzu bosaltip, biraz olsun dinlenmis olrsunuz.Ben bugun bunlari yasadim.Rabbim hasta olan herkese sifa, yakinlarina da sonsuz sabirlar versin.Rabbim kimseyi hastalikla, evlatlarinla imtihan etmesin ve kimseleri caresiz birakmasin.Caresizlerin, caresi ol Allah'im......
Banu A.
Aşk-ı anlatabiliyorsan eğer aşıksın değilsin,
Aşkı anlatacak, henüz bir kelime yok bilmelisin.
Aşıksan lal olursun,
Aklın seni öyle bir terkeder ki,
Meczup olur,sarhoş olursun.
Bırak yaşamayı,onda yok olursun.
Sana asla konduramam ölümü,
Unutamam o güzel yüzünü,
Nasıl alışırım ölümüne,
Bizi bırakıp gittiğine.
Göremedin babam beni,
Büyüyüp gelinlik giydiğimi.
Baba demeyi özlüyor insan,
Eğer uzun zaman bu kelimeyi kullanmadıysan.
Etrafta hep duyarsın ama,
Bir başka oluyor, insanın kendi ağzından söylemesi.
Kuytulara kaçar usulca seslenirsin ''Baba'' diye.
Önce bir gülümseme kaplar yüzünü,
Ol dedin oldum.
Doğ dedin doğdum.
Öl dedin öldüm.
Peki ben bu hayatta ne ettim? ne eyledim?
Isminin asalatine hayranim
Seyrine adanmis bu canim.
Tek nefeste seni taa icime tasirim.
Askinla ben yanar tutusurum.
Neler gecmedi ki golgende
Bir tarih yatiyor her bir bolgende,
Banu Abdullahoğlu, güçlü bir şair. Yüreğinden dökülenleri güzel paylaşmış. Bu güzel şiirleri yazdığı için tebrikler ve başarılar. Yüreğine ve kalemine sağlık. Gündüz yayınevinin 500 kişilik dev yazar ve şair kadrosuna katılmasını arzu ederiz. Onunla daha da güç kazanırız. Birlikten kuvvet doğar. Şai ...