Bakma Kusura Şiiri - Kasım Kobakçı

Kasım Kobakçı
2819

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Bakma Kusura

Yine geciktin diye, yazmışsın ahbap,
Neden ortada, görünmüyorum diye.
Haberin yok, başımdan geçen fırtınadan,
Hani o Cengiz vardı ya, askerlik arkadaşı,
Görüşmeyeli, büyük iş adamı olmuş,
Üstelik, yurt dışı bağlantıları kurmuş.
Bilirsin, bizim karakterimizde yoktur,
Armut piş, ağzıma düş beklentisi,
Ev kredisinin, yükü de ağır gelince,
Kısa yoldan, zengin olma hayaliyle,
Çıkardım, anneden kalan hisseleri satışa.
Eski kağıtlardı, değeri bilinmezdi ama,
Yine de gitti, beklentimin üstünde bir rakkama.
Parayı çekip, koyunca çantaya,
Cengiz’in ofisine vardım telaşla.
Tüm birikimi, döktüm masaya,
Ne sevindi, ne heyecanlandı görecektin.
Bir de, sözleşme yapalım dedim,
Ne lüzumu var dedi,
Bizim kardeşliğimiz, kağıda mı bağlı.
Kalan meblağı da, yatırdım banka hesabına,
Ertesi gün, bir telefon bekledim sevinçle,
Aradığımda, Cengiz’in hattı kapalıydı nedense.
Şüphelendim, bankadaki hesaba baktım,
Bizim para da, buhar olmuş Cengiz’le beraber.
Verdim dilekçemi, emniyete kandırıldım diye,
Şimdilerde, şehir tarak ben kaşık,
Cengiz’i arıyorum, ama nafile.
İnternetteki, bir haber ilişti gözüme,
Tam benim gibi, başka gafil avlar da varmış,
Diyecektim ki...
Meğer fotoğraftaki, bizim Cengiz’miş,
Ortağıyla birlikte, küçük yatırımcılara,
Borsa tuzağı hazırlarmış.
Bastım adresi, buldum o iki sahtekarı,
Aman dediler, bizi ele verme,
Geri ödeyeceğiz, tüm kaybettiklerini.
İki kat çek, bir de senet verdiler,
Aman dediler, bize mühlet ver biraz.
Yeni bir kurban var ağımızda,
Hele onu bir yolalım güzelce,
Senden ne aldıysak, hepsi duruyor masanda.
Haftalardır, ne bir telefon, ne bir mesaj,
Yeni kurban bendim, anladım sonunda,
İbret olsun sana da, bu yaşadıklarım.
Bakma kusura, cevap vermekte gecikirsem, ara sıra.

Kasım Kobakçı
Kayıt Tarihi : 6.11.2025 22:08:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Tuna Kafkas
    Tuna Kafkas

    bakma bana öyle deniz gibi derin derin,
    sonsuzluk çağrılı, ve keder sandıklarını
    saklayıp saklayıp…,
    gönlümün üç perdeli hazinesi;
    yalnız en derinlere varan
    bilir kıymetini,

    kavuştur ellerini dizlerinde ve
    baş parmakların yine aynı çemberi çizsin,
    ihrama girsin turuncu/kızıl gül ki
    yoksun…,
    ki esas beytull/ah olan,
    kalbinde aldığım her nefes,
    dalgınlığımı sulayan kurumuş pınarlarla
    bir gül goncası gibi hediyem olurdu sana...,

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)