Vuslatın her demi Şiiri - İlyas Kaplan

görünür rahmetin bin bir tecellisi
kutsiler ordusu ışıl ışıl ufkumuzda tüllenir
gönüllerimiz ötelere kanat açar pürneşe içinde
sidre-i müntehasının son sınırında bir nevi sonsuzlaşır
öyle bir ledünni zaman tüneline gireriz ki
adeta cennet katlarında seyahat ediyormuşuz gibi

camilerden süzülüp gelir büyülü bir semavilik
ezanların kalplere işleyen o doyumsuz sesi
yükselip dört bir yana yankılanır minarelerden

sarar bin bir çeşit sihirli esintiler benliğimizi
gecenin ulvileşen o büyülü tatları
doyumsuz hazların her türlüsü
kalp atışlarımızda sevinç naraları duyarız
her salisesi sonsuzluğa namzet

ışığı sönmeyen bir meşale yanarken yüreğimizde
serinletir ruhumuzu kutsi bir iştiyakın şulesi
enfes desenlere bürünür firuze mavilikler

inzal ederek bir cemre zamanını yeniden
kentlerin puslu sokaklarına serpilir salat-u selamlar
ahmed-i mustafa aşkının ateşi sıçrar üzerimize
gül kokusundan daha hoş
ona sevgiler can-u gönülden bu mübarek gecede

hatsız uhrevi hazinelerle dolu tespihler
adeta altın ödül zikir payesi
rıza-i ilahi merkezli şükürlerin ibresi

sabahları saadeti ebediye müjdeli
kalplerimizde sükut-u derin bir sessizlik mevsimi
cehennem kapılarına şeytanlar zincirlenir
secdelerimiz affı- ilahiye muştulu
beraat fermanları yazılı cenneti anımsatan

alınlara dokunur meleklerin nurlu busesi
törenle giydirilir firdevs taçları
bin günden daha hayırlı o geceden sonra

gök kubbenin hükümdarından yadigar
düşlerimize sığdırılır efsunlu çağlayanlar
feyiz güzergahından çağıldar adeta gürül gürül
arşın öbür yüzünden ihsanlarla dökülür
yedi, yetmiş ,yediyüz ve hatta daha da fazlası

yağmur olup çöllere hicran bulutları yağarken
arzulanır vuslatın ömre bedel her demi
melekler bölük bölük süzülür ta fecre değin

mağfiret güzergahında bir arzu bir bekleyiş ki
aç susuz çöllerinde nice uzun zamanlar geçer
ihramlar,kurbanlar, tavaflar ,dualar
sonu cennete uzanan bu yolda gizemli bir yolculuğun
kara sevdaların masum görünümlü seraplarını görürüz

bir sevap darphanesi
sonsuz bir bahtiyarlık
beşer aklının kavramakta zorlanacağı
idrak sınırlarını aşkın bir paye bu

ey Yüce Mevlam
huzuruna götürecek buraklara mazhar kıl bizi
şuurlu bir imanı doldur yüreğimize
kıblesi Sen olduğun her kalbin vuruşuna
zerre zerre eritip dirhem dirhem dök bizi
sevinçlerle köpüren bayram sabahlarına

ne geceleri mütemadi ne de gündüzleri
özleriz bugünden gelecekleri

redfer