İnsan
Evrende beliren heybetli nokta
Yasak tatların hevesli alıcısı
Aç yanına koşan
Doyumsuz seyyah
Uçmak için
Şafak bekleyen düşlerimiz var ya
Siyaha kapanan gözlerimizden atlar
İçi çekilir düşerken düşten
Her tonda bir çığlık doldurur sükuneti
Seni düşünürken
Elimle vedalaşan saçlarım
Yüzümde beliren delişmen gülüşlerim vardı
Sözlerinin kıymığına takılı şimdi
Ruhuma dolan nefeslerin akıbetine
Şerh düşmemi bekleyen ahlardan
Çeker söz elini eteğini
Acizliğim
Bugün çilenin kabul günü
Atölyesinde işlensin diye elemlerimi topluyorum
Serdikçe tezgaha
Bu şehri kendime boyayacak kadar kırmızı salıyorum
I-Kuyudaki suda sana bakmak
Suya düşen aya bakmaktır ki;
Ay'ın başı düşer omuz başıma.
/ Sen bakmazsan bana, omzum yıkılır
Kadim bir şehre bu devrin tutulmalarından biriyim
Dilimin ucunda dizginsiz sözler,
Tutamıyorum
Yol ayrımında cesaretlenen intiharlara dökülüyor
Yaralarımı saramaz artık baharlar
Bir gece düşün
O gecede bir güneş düşün
O güneşte ateş düşün
O ateşi yüreğimde düşün
Yüreğimi kül eden o ateşi düşün
Saklı bir kelam dilimde kadim
Değecek sanki soluğuna sesim
Sevda hecelerinde sevda diye yandığım
Kanmak vaktine kadar sırrına boyandığım
İlahi buyrukların keskin girizgahını
Güdümlü sağım solum da duymamalıyım
Çarpa çarpa yorduğum bakışlar
Aklımı avuçlamış açmamalıyım
Kimliksiz bir çağın figüranıyım
Mutlu ve sağlıklı nice nice yıllar diliyorum sevgili şair.