“ÖZEL EMANET”
Kapitalist batı,senenin 365 gününü parsellemiş ve her günden bir değil, bir çok çıkar elde etmek için akla hayale gelmez “anma günleri” icat etmiştir.Her anma bir hediye,her hediye bir para kazanma yolu demek.Hediyesiz anma günleri de yine düzenleyenlere birer rant kapısı aralamakta.
Hani bir söz vardır “Bir koyundan, bir post çıkar” diye.Hayır efendim bir koyundan bir post değil,birkaç postu çıkarmayı başarmışlardır.Nede olsa “KOYUN”! Ne dersen,ne yaparsan ağzını açmaz, melûl-melûl bakar, hak verircesine “melerrr “durur.
Şöyle ki; 365 günün her gününü ayrı ayrı “önemli ve de kayda” değer gün ilan ettikleri gibi; Anneler günü,babalar günü,sevgililer günü, kadınlar günü,….Allah’ın günlerimi biter? Her Allah’ın günü bir “özel gün”. Bu “birinci posttur”
Senenin aynı günlerini bir kez de haftalara ayırıp “ikinci postu” çıkarırlar. Engelliler Haftası,Orman Haftası,Şehitler Haftası,…….Haftası,Haftası.
Bitti sanmayın!
Bir de tüm yılı hasrettikleri anmaları vardır ki,bu da “üçüncü posttur”
..
Her günü bir gün etmişler kutlamaya.
Bu gün BABALAR GÜNÜN KUTLU OLSUN.
Böyle sözler yeter mi bilmem söylemeye.
BU GÜN BABALAR GÜNÜN KUTLU OLSUN.
Yokluk içinde çalışıp bu güne kadar geldin.
Dokuz çocuğu aç koymamaya direndin.
..
Babalar günümüz hayırlı olsun
Doğanın yarattığı doğal zenginlik
Babalar günümüz hayırlı olsun
Verdiği hayatı hak eyleyenler
Babalar günümüz hayırlı olsun
..
Hayırlı evlât; hayatta
Anadan,babadan geçmeyen evlâttır,
Eğitim,ilim,fikriyatta
Anayı,babayı geçen evlâttır,
Bu günü dününü aşan evlattır...
Analar,babalar için bence
Böylesi evlât murattır...
..
Babam yok/sun
Ömürlerimden ömürler alan
Sen gülüşü gülüşüme
Kışlarımı yaza çeviren
Kucağında soluklandığım
Gülüşlerimin gül yüzü
..
Gülüm gitti uzağa
Düştüm ben bir tuzağa
Kızını vermedin bak
Yüreğim tuz buz ağa
Gülüm al, sümbülüm mor
Yüreğime düştü kor
..
Sevgililer,kadınlar,analar ve babalar,
Gün kutlanır adına temelinde israf var,
Bir bakarsın,anneler günü denir gidilir
Peşinden unutulan babanın günü gelir.
Bu mukaddes vatanda bir furyadır dönüyor,
..
Canım kızıma...
Bir gün sende büyüyeceksin ve uçup gideceksin.! Sen benim biricik kızımsın.! En zor anında sesleneceksin bana.! Yanağında bir esinti duyarsan eğer o an işte ben senin yanındayım ve yanakların avuçlarım da.! Eğer bir sıcaklık hissedersen sana sıkıca sarıldım.! Kulağında bir fısıltı duyarsan eğer, seni sevdiğimi söylüyorumdur.! Sakın inanma.! Sana derlerse ki babaların sevgisi anaların sevgisinden azdır diye.! Babalar kızlarını analardan daha çok severlerde, analar kıskanır.! Bilirler ki babalar kızlarına kıyamazlar.! İşte bazı analar çıkarda kızlarının üzerinden duygu sömürüsü yaparlar. İşte sevgimizi kıskanırlar.! Bir gün sende ana olacaksın belki sende kıskanacaksın. O zaman beni düşün.! Hayat babalara dik durmasını öğrettiği için babaların sevgisi az gibi gözükür de, sen inanma.! Sakın babanın ağlamadığını düşünme.! Sen giderken, sular seller gibi ağlarlar da, Tek göz yaşı göremezsin. Bil ki yüzünü döktüğü an ağlıyordur. İçten içe yanıyordur yüreği.! Babanın ağladığını tek yağmur yağdığı günlerde görebilirsin. Onun içindir babalar yağmuru çok severler.! Her yağmur yağdığı zaman baban senin gidişine ağlıyordur.! Kimsecikler görmesin diye.! Her yağmur yağdığında bil ki baban ağlıyor.! Belki sevinçten belki de üzüntüden ama her zaman yağmuru sev.! Ben yağmuru seviyorum.! Canım kızım her zaman bu yürek seninle atacak.! Seni seven yüreklerde olacak ama unutma ilk nur yüzüne düştüğü zaman, ilk yüzüne bakan, erkek benim.! Sen hala gözümde ilk doğduğun anki kızımsın.! Doğduğun gün sevincimi kimseler bilemedi.. Kimse gideceğini bile, bile seni sevemez.. İşte bir tek babalar sever kızlarını bile, bile.! İyi ki doğdun gül yüzlü güzel kızım hiç boynunu bükme, bir gün öldü deseler. Sakın.! inanma ben hep senin yanında olacağım.! Sıkı, sıkı sarılacağım sana…
SENİ SEVİYORUM CANIM KIZIM... BABAN
21-05-2008 22:47
..
Ramazan ayının ulvi havası şehrimizin üzerine çöker, adeta bu havayı teneffüs eder, içimize çekerdik. Komşular arası yardımlaşmanın ve dolayısıyla yakınlaşmanın o büyük hazzını şah damarımızda hissederdik. Bayram Çocukları gibi, bayramın gelmesini, el öpmeyi, şeker toplamayı bayram gelmeden hayal eder, bayram günlerini coşkuyla eda ederdik.
Arife günü yapılan bayram hazırlıkları bizim için ayrı bir heyecandı. Özellikle lokma tatlısına çok sever, son orucumu bir an önce açarak lokma tatlısını afiyetle yemeği beklemeye bayılırdım. Komşuların ellerinde yapılan tatlı sinileri sıra sıra fırınların yollarını tutarlar, bir an önce hazırlıkların bitirilmesi telaşıyla evlere dönülürdü. Bayram kıyafetlerini bir sır gibi saklayan biz çocuklar. Bayramda kıyafetimizin beğenilme hayaliyle sabahları zor ederdik. Evlerin önüne yakılmış ateşlerin üzerinde kızartılan börek kokuları mahalleyi sarar, biz çocuklar bütün heyecanımızla ellerimizde tepsilerle komşu komşu börek dağıtmaya çıkardık.
Ayrı bir önemi vardı bayramların. Arife günü anne babalarımız ellerimizden tutarak, aile kabristanına gider yakınlarımıza dualar ederdik. Bu biz çocuklar için çok önemli bir ziyaret biçimi idi. İlk defa ölümün varlığını ve sevdiklerimizle öbür dünyada beraber olacağımızı bu ziyaretlerde öğrenirdik. Kabristanda yakınlarımızın manevi olarak bayramını kutlar ve anne babamızın pek de idrak edemediğimiz gözyaşları içerisinde evimize dönerdik. Bizim için onların manevi varlığı her zaman arkamızda hiç bitmeyen bir güç ve kalkan olarak kalırdı.
Bayramın ilk günü öncelikle aile büyüklerimizin ellerini öper, bin bir sevinç ve heyecanla koşar eğlenirdik. Daha sonra yakın akrabaları bir bir gezerek ellerini öper, onların hayır dualarını alırdık. Onların vermiş olduğu harçlıkları elimizde hiç eksik olmayan naylon poşetlere koyardık. Komşu ziyaretleri bir başka olur, başımızı okşayan bize değer veren insanlara minnet ve gıpta ile bakardık.
Biz büyükleri saymayı ve küçükleri sevmeyi hep bayramlarda öğrendik. Yardımlaşmayı, birbirine değer vermeyi, sevip sevilmeyi, aile bağlarının nasıl birbiriyle kenetleştiğini bayramlarda idrak ettik. Yine geçmişimizin ne denli önemli olduğunu bizim belli bir seviyeye gelmemizde kabristanda yatan yakınlarımızın ne denli katkısı olduğunu ve kutsal değerlere saygı duymayı yine bayramlarda öğrendik.
Şimdi yine Arifeler, bayramlar ve bayram çocukları var. Yine aileler var. Ancak kavramlar ve anlayışlar bize çok yabancı geliyor. Çocuklarımız bayram tatillerini kendilerine bir seyahat fırsatı olarak algılıyorlar. Anne babalar artık gezi planlarını bayramlara göre yapıyorlar. Çocuklar bayram tatilini internernet kâffelerde oyun oynayarak geçiriyorlar. Yaşlı ve yalnız başına yaşayıpta beni bir arayan soran olur mu diyen komşuların kapılarını hiç çalan kalmadı. Eski bayram heyecanlarını çocukların gözlerinde görmek mümkün değil artık. Mezarlıklar dua bekleyen yüzlerce yakınlarımızla dolu.
Komşu ziyaretleri en asgari düzeye indirilmiş durumda. Yardımlaşmalar dahi belli bir geleneğin zoraki yaşayışı misali yapılabiliyor. Birşeyler kaybolmuş bizlerden, sanki bir şeyleri eksik yaşıyor gibiyiz. O tatlı heyecanlara ve o eski saygı ve sevgi çerçevesi içerisinde yaşanan bayramları hep arıyor gözlerimiz. Ama ümitsiz miyiz? Asla… bir gün yeniden bayramın o güzelliklerini huşu içerisinde yaşayacağımıza inancımız sonsuzdur. Değişmeleri anlıyor ve saygı ile karşılıyorum. Ama lütfen her yeni güzelliğin eski güzelliklerle birlikte yaşaması için çalışalım.
..
Bundan tam 20 sene önce babalar gününde kızım Cansu doğmuştu, bir baba için bundan daha iyi bir hediye olabilir mi? Bu sene yine bir babalar gününde binlerce, on binlerce, yüz binlerce çocuğum oldu, yürekleri ile bu ülkenin yarınlarını doğurdular. Ne şanslıyız ki, bu güzel yüreklere sahip çocukların babalarıyız.
Bütün bu güzelliklerin içinde içimize kör bir karanlık gibi sokulan gecenin bile baş edemediği bir güzelliği taşıyoruz babalar olarak; çocuklarımızı…
Evet, iki gün önce anneleri gidip, onların yüreklerine dokundular ve yerlerini gördüler. Yarın babalar gününde tüm babalar, çocukları için yollara düşmeliler. Bu ülke iki ayrı kutup değil, iki ayrı kıtada da olabilir, iki ayrı yakada da olabilir. Fakat iki ayrı yürek de değiliz, olmadık da hiçbir zaman. Bugün içimize düşen kurt, bizi ayrı gibi göstermeye çalışsa da, çocuklarımız aynı parkta oynuyor, aynı bakkala gidiyor, aynı sırada oturup, aynı suyu içiyor. Kimse bir başkasından daha öte olmadı, olamaz da. Birbirimize sevgi vermiş ve aşk almış insanlarız biz ve anneyiz, babayız, kardeşiz, eşiz, dostuz… Kimi zaman gelmiş aynı lokmayı bölüşmüşüz, cenaze namazlarında aynı safları tutmuşuz. Askerde omuz omuza nöbetler tutup birlikte bağırmışız, gülmüşüz, hasret çekip, ağlamışız…
Askerde hepimizin babası ve annesi aynı renk gözyaşı dökmüştür ve hepimizin yüreğinde aynı ateş vardır anne ve babalarımıza karşı. Hepimiz büyüdük ve baba olduk. Oğullarımız ve kızlarımız oldu. Bizim dostluklarımızın ve paylaştığımız güzelliklerin aynalıkları oldular hepsi birden. Ne zaman bir siyasetçi çıkıp, bizim ayrı olduğumuzu söylese ilk başta ona inansak da, günün sonunda yaşanan tüm darbelerden aynı yaralarla kurtulduk ve yolumuza devam ettik. Bizi birbirimizden ayıran tek bir şey varsa bizim adımıza konuştuğunu söyleyenlerden ötesi olamazdı.
..
Küçük yaştan beri verdi nasihat,
Bir bir öğüt verenlerdir babalar.
Terazidir, paydan sundu feragat,
Denksizliği yerenlerdir babalar.
Varlığımda, benliğimde Pir'imdir,
O ki, atar damarımda kanımdır,
..
Kuralı buysa yaşamın
Önce babalar ölür
Önce babalar öldürülür
Önce babalar susturulur
Önce babalar atılır
Önce babalar suçlanır
Önce babalar
..
Dün, dedemle parka gitmiştik baba
Kızlı erkekli, İrili ufaklı çocuklar vardı
Sanki bir bayram yeriydi orası
Dedemin bakışları üstümdeydi yine
Oysa gözlerim hep seni, seni aradı baba
Yaşıtlarım” baba baba” dedikçe
İnan ki bir şeyler koptu içimden
..
Babam
Bu gün babalar günü,
Gözerim daldı gitti yıllar öncesine,
Babam yine aklıma,
Aklımda hala yıllar öncesi…
Babamla olan geçmişim,
Götürdü hayalim beni,
..
Babalar gördüm, kendini siper etmiş bu vatana
Babalar gördüm, kendini feda etmiş bu vatana
Babalar gördüm, evladını şehit vermiş bu vatana
Hey dost, gel sen ve ben sahip çıkam bu vatana
Babalar bilirim, mezarını cephelere kazdıran
Babalar bilirim, ismini şehit olarak yazdıran
..
Siz BABALAR, yükünüz çok ağır olmalı
Askere gitmek,çocuk bakmak,şefkat vermek
Kiminiz er,kiminiz komando, kiminiz albay
Hepinizin değişik, değişik meslekleriniz var
BABALAR,babalar gününüz kutlu olsun.
Kiminiz savaşa gittiniz,kiminiz ülkeniz için şehit düştünüz
..
Saat Sabahın Dördü...
Uyandım...
Terk Ediliyordum...
Yine Dünyam Başıma Yıkılıyor,
..
Babalar babalar babalar
Hep geç kalır sanır evlatlar
Oysa babalar hep baş ucundadırlar
Babalar kalkan olur yavruya anaya
Yavrular babanın kıymetini sonradan
Sonradan anlarlar babalar babalar
..
Doğum günü kutlamasında hediye paketleri açıldıkça “Oooo! ” diye sesler çıkıyor, çocuk mahçup ve biraz gözü yaşarmış bir şekilde “Harika bir şey! Neden zahmet ettiniz? ” diyerek hediyeyi getiren arkadaşının yanaklarından öpüyor ve bu işlem böylece sürüp gidiyor. Pahalı hediye getirenler daha bir havalı. Ama mutlu görünmeye çalışsa da doğum günü kutlanan çocuk bir türlü kendini mutlu hissedemiyor. Çünkü arkadaşlarının arasında gözleri birini arıyor ve göremiyor.
Günümüzde hediye günleri çok. Doğum günü, anneler, babalar, sevgililer, öğretmenler günleri, bayramlar, yılbaşı vs. Bu günlerde hep sevdiklerimizi sevindiririz ve onlara sevgimizi hediyelerle anlatmaya çalışırız. Onlar da tabi ki mutlu olurlar veya öyle görünmeye çalışırlar.
Parası fazla olan daha pahalı hediye alır ve tabi ki daha fazla sevilir. İçi sevgi dolu fakat parası olmayanlar parayla ölçülemeyen masum sevgilerini içlerine gömer ve mahçup duruma düşmemek için sevdikleri arkadaşlarını kutlamaya gidemezler.
Paran kadar sevme hakkın var...
..